You are currently viewing Elektronik Para Kuruluşları

Elektronik Para Kuruluşları

Elektronik paranın erken gelişim sürecinde yapılan ilk tanımlardan biri BIS’e aittir. 1996 yılında yayımlanan bir raporunda BIS (Uluslararası Ödemeler Bankası) elektronik parayı; “tüketicinin elinde bulunan fonların veya parasal değerin kaydının, yine tüketicinin mülkiyetindeki bir elektronik cihazda saklandığı kayıtlı değer veya ön ödemeli ürünler olarak tanımlamaktadır. OECD (Ekonomik Kalkınma ve iş birliği Örgütü) tarafından ise; fonların mülkiyeti/ kullanım hakkı kullanıcıya ait bir cihaz ve/veya elektronik ortamda saklanarak ihtiyaç duyulduğunda herhangi bir banka hesabını dahil etmeksizin ihraççı dışındaki işletmelerde yaygın olarak kullanılabilmesini sağlayan bir parasal değeri ifade etmesi özellikleri suretiyle ayrı bir başlık altında değerlendirilmektedir (OECD, 2013).

Bununla birlikte günümüzün dijital dünyasında yoğun olarak kullanılan nakit dışı ve dijitalleştirilmiş ödeme araçlarının elektronik para niteliğini haiz olmadığı, bu ürün ve hizmetlerin bankalardaki “gerçek” paraya ulaşmanın farklı bir şekli olduğu unutulmamalıdır. Benzer şekilde, hukuksal zemine kavuşan elektronik para; ülkelerin geçerli para birimleri temelinde çıkarılan ve gerçek para birimlerinin mülkiyet ve hareket şekillerinin değiştirilmiş hali olup mevcut para birimlerinden ayrı bir temele dayanan kripto/dijital para birimleri ile de karıştırılmamalıdır. (Vlasov, 2017)

Bu kapsamda, ödeme araçlarının evriminde elektronik bankacılık ile dijital para birimleri arasında yer alan elektronik paranın;

  • Fon karşılığı ihraç edilmesi,
  • İhraççı dışı kuruluşlarda kullanılabilmesi,
  • Bir cihaz veya elektronik ortamda saklanması,
  • Bir banka hesabından bağımsız olarak kullanılabilmesi

şeklinde dört temel özelliği bulunmaktadır.

Elektronik paranın gelişmesiyle elektronik para kuruluşlarının mahiyeti gittikçe daha da önemli bir sorun teşkil etmeye başlamıştır. 2000/46/EC numaralı Avrupa Birliği direktifiyle getirilen düzenleme ile elektronik para kuruluşları özel bir tür kredi kuruluşu sayılmışlardır. Elektronik para kuruluşlarının kredi kuruluşu sayılmalarından ötürü daha ağır yükümlülüklerle karşılaştığı bu dönemde AB çapında yetkilendirilmiş yalnızca 3 tane elektronik para kuruluşu çıkabilmiştir.

2000/46/EC numaralı AB direktifi bağlamında karşılaşılan bu husus göz önünde bulundurularak 2009/110/EC numaralı AB direktifi artık elektronik para kuruluşu olarak tanımlanmamış ve bir nevi şahsına münhasır yapıya kavuşmuştur. Bununla birlikte diğer düzenlemelerde de birtakım değişikliklere gidilmiş elektronik para kuruluşlarına ek olarak elektronik para ihraççıları olarak yeni bir tanımlama yapılmıştır. Yine 2009/110/EC numaralı AB direktifi bağlamında elektronik para kuruluşlarının yetki alanı ödeme hizmeti sağlama, çok sınırlı bir alanda mevduat toplama gibi yetkilerle de geliştirilmiştir.

Elektronik para kuruluşlarına ilişkin her düzenleme iki amaçtan birini karşılamak için getirilmiştir. Bunlardan birincisi elektronik para kullanıcılarını korumaktır. İkincisi ise kredi kuruluşları ile elektronik para kuruluşları arasındaki farkı ortaya koymak yahut daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse kredi kuruluşlarının yetkisinde olan bir hususu elektronik para kuruluşlarının kullanmasını engellemektir.

2000/46/EC numaralı AB direktifi md. 1/3’te elektronik para ve elektronik para kuruluşları tanımlanmıştır. (a) bendinde tanımlanan elektronik para kuruluşları; 2000/12/EC sayılı Kredi Kurumlarının Faaliyetlerinin Yürütülmesi ve Takibine İlişkin Direktifin 1/1/a maddesinde sayılan kuruluşlar hariç elektronik para formunda ödeme araçları ihraç eden kurumlara denir.

2009/110/EC numaralı AB direktifinin 6. Maddesinde elektronik para kuruluşlarının yapabileceği faaliyetler sıralanmıştır. Buna göre elektronik para kuruluşları elektronik para ihracının haricinde;

  1. 2007/64/EC numaralı AB direktifinin ekinde yer alan ödeme hizmetlerini,
  2. 2007/64/EC numaralı AB direktifinin 16/3 ve 16/5 maddelerindeki şartlar sağlandığı takdirde belirtilen direktifin ekinin 4, 5 ve 7. Maddelerinde belirtilen ödeme hizmetleri ile alakalı durumlarda kredi vermeyi,
  3. Elektronik para ihracına yahut (a) bendinde tanımlanan faaliyetlere ilişkin icrai faaliyetler ve bunlarla sıkı ilişki içindeki yan faaliyetleri,
  4. 2007/64/EC numaralı AB direktifinin 4/6 maddesinde tanımlanan ödeme sistemlerini işletmeyi,
  5. Birlik ve ulusal hukukta tanımlanan elektronik para ihracı haricindeki işleri yerine getirebilir.

Bu bağlamda elektronik para kuruluşlarının birtakım ödeme hizmetleri yapabileceklerine ve hatta ödeme işlemlerine ilişkin bazı durumlarda kredi verebileceklerine daire düzenleme yapılmıştır.

I. Mevzuatımızda Elektronik Para Düzenlemesi

Türkiye’de elektronik para, 6493 sayılı Kanun ile yasal zemine kavuşmuştur. Söz konusu kanunun 3. Maddesinin 1. Fıkrasının (ç) bendinde;

            ç) Elektronik para: Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değeri,”

ifade eder şeklinde tanımlanmıştır (6493 sayılı Kanun, 2013). Tanımdan hareketle elektronik para;

  • Banknot, madeni para, kaydi para veya elektronik para karşılığı ihraç edilen,
  • Elektronik olarak saklanan,
  • Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan,
  • İhraç eden kuruluş dışında da ödeme aracı olarak kabul gören

parasal değeri ifade etmektedir. 6493 sayılı Kanun kapsamında öne çıkarılan kriterlerden biri, elektronik paranın ihraççı kuruluş dışında geçerli bir ödeme aracı olarak kullanılabilirliğidir. Nitekim söz konusu Kanun’un 18. maddesinin 5.fıkrası kapsamında sadece;

  • İhraççı kuruluşun kendi mağaza ağında,
  • Belirli bir mal veya hizmet grubunun satın alınmasında,
  • Yapılan bir anlaşma sonucunda sadece belirli bir hizmet ağında

kullanılabilen ön ödemeli araçlar kapsam dışı tutulmuş, hatta bu hizmetler bir ödeme hizmeti olarak da değerlendirilmemiştir. Örneğin sadece bir sanal oyun platformunda kullanılan “jeton”, “coin” gibi isimler altında sadece oyuna ilişkin harcamalarda kullanılan ön ödemeli araçlar elektronik para olarak nitelendirilmemektedir.

            Elektronik paranın tam olarak fonksiyonunu yerine getirebilmesi için gerekli ön koşullardan biri, herhangi bir banka hesabı ile ilişkilendirilme zorunluluğu olmaksızın kullanılabilmesidir. 6493 sayılı Kanunun 18. Maddesinin 4. Fıkrasında, elektronik para kuruluşları faaliyetlerini 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda tanımlanan bankalar aracılığıyla yürütmeleri gerekmektedir. Kanunun gerekçesine göre söz konusu düzenleme ile fon sahiplerinin korunmasının amaçlandığı görülmektedir.

            Elektronik paraya ilişkin olarak Kanun koyucu, bir taraftan elektronik para kullanıcılarının hak ve menfaatlerini korumak maksadıyla yer verilen koruyucu düzenlemeleri yaparken, diğer taraftan bu fonların mevduat niteliğinde olmadığı düzenlemesine yer vererek elektronik parayı ve buna ilişkin fonları mevduatın tabi olduğu tasarruf mevduatı sigortası gibi bir kısım hukuksal güvencelerden mahrum bırakmıştır. Bu çerçevede, elektronik para mevcut regülasyon yapısı içerisinde, 6493 sayılı Kanun’da tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan bir ödeme aracı olarak çok kısıtlı bir alan içerisine sıkıştırılmış durumdadır. Fonksiyonel olarak da değerlendirildiğinde elektronik paranın;

  • Mevcut bir para birimine dayalı olması sebebiyle değer ölçüsü olma işlevini,
  • Sadece ödeme işlemlerini yerine getirebileceği düzenlemesi bulunduğundan yatırım ve tasarruf aracı olma işlevini,
  • Geniş kullanım alanının bulunmaması ve yine mevcut para birimine dayanması sebepleriyle ekonomi politikası aracı olma işlevini

yerine getiremediği görülmektedir.

            Bu kapsamda, elektronik paranın mevcut regülasyonlar çerçevesinde gelişim potansiyelinin oldukça sınırlı olduğu, bununla birlikte geleneksel bankacılığın dijitalleşme motivasyonunu önemli ölçüde artırdığı düşünülmektedir. Nitekim, elektronik para kullanımında banka hesaplarının sadece sisteme para yatırılırken ve sistemden para çekilirken kullanılıyor olması elektronik paranın dijitalleştirme işlevini destekler niteliktedir.

II. Elektronik Para Kuruluşu ve Elektronik Para İhraççıları Arasındaki İlişki

Elektronik para kuruluşları ve elektronik para ihraççıları arasında yapılacak ayrım teoride de önem teşkil etmekle beraber pratikte uygulanacak yükümlülüklerde karmaşa çıkmaması adına daha büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda 2000/46/EC numaralı AB direktifinde geçen “bu direktif elektronik para kuruluşlarına uygulanır” hükmü 2009/110/EC numaralı AB direktifinde değiştirilmiş ve daha kapsamlı hale getirilmiştir. Yeni direktifin 1. maddesinin 1. fıkrası hükmüne göre, bu direktif elektronik para ihraç edebilen şu kurumlara uygulanır;

  • İlgili direktifte tanımlandığı şekliyle kredi kuruluşları,
  • 2. Madde bağlamında tanımlanan şekliyle elektronik para kuruluşları ve 8. Maddede belirtildiği şekliyle şubeleri Birlik içinde bulunup merkezleri Birlik dışında bulunan elektronik para kuruluşları,
  • Posta havale kuruluşları,
  • Avrupa Merkez Bankası, parasal veya kamusal otoritelerin yetkisi kullanılmadığı durumlarda Ulusal Merkez Bankaları,
  • Kamu otoritesi yetkisi kullanılırken üye ülkeler veya onların yerel kurumları.

III. Elektronik Para Kuruluşları ve Kredi Kuruluşları Arasındaki İlişki

Elektronik para kuruluşları 2000/46/EC numaralı AB direktifi ile özel bir tip kredi kuruluşu sayıldılarsa da 2009/110/EC numaralı AB direktifi ile kendilerine özgü bir kurum olma niteliği kazanmışlardır. Ancak her iki direktifte de belirli şartlar altında kredi kuruluşlarının elektronik para ihracı yapabilecekleri belirtilmiştir. Elektronik para kuruluşlarının farklı bir kuruluş olarak nitelendirilmelerinin sebebi maruz kaldıkları riskin büyüklüğü ve ellerinde tuttukları paraya çevrilebilir fon nedeniyle sahip oldukları sorumluluktur. Bu bağlamda değerlendirme yapıldığında kredi kuruluşları çok daha büyük bir sorumluluk ve dolayısıyla daha büyük denetim altında olmaları sebebiyle elektronik para ihracı yapma hakkına evleviyetle sahip oldukları düşünülmüştür.

Kaynakça      :

  1. Gültekin, Enver Sedat, “Birer Fintech Oluşumu Olarak Türkiye’de Ödeme Sistemleri ile Ödeme Ve Elektronik Para Kuruluşları ve Bir Denetim Modeli Önerisi”, 2021, Ankara: Yetkin Yayınları
  2. Kahraman, Abdussamed, “Türk ve Avrupa Birliği Düzenlemeleri Işığında Elektronik Para”, 2020, Ankara: Adalet Yayınevi