You are currently viewing Kiracının Oturacak Konutunun Olması Nedeniyle Tahliye

Kiracının Oturacak Konutunun Olması Nedeniyle Tahliye

Türk Borçlar Kanunu md.352/III’e göre, kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin, kirada oturduğu ev ile aynı ilçe veya belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutunun bulunması halinde kiraya veren, kira sözleşmesinin bitiminden itibaren 1 ay içinde kira sözleşmesini dava yolu ile sonlandırabilir.

Kiracıdan kaynaklanan sebeplerle

MADDE 352- Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.

Kiracı, bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde; bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için kendisine yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulmasına sebep olmuşsa kiraya veren, kira süresinin ve bir yıldan uzun süreli kiralarda ihtarların yapıldığı kira yılının bitiminden başlayarak bir ay içinde, dava yoluyla kira sözleşmesini sona erdirebilir.

Kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda kiraya veren, kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir.

Söz konusu tahliye için belirli şartların bir arada bulunması gerekir:

1. Kiracının konut olarak kullandığı taşınmazın bulunduğu ilçe veya belediye sınırları içinde kendisinin veya birlikte yaşadığı eşinin bir taşınmaza sahip olması gerekir.

Kirada oturulan konutun, kiracının sahip olduğu konut ile aynı ilçe veya belde sınırları içinde bulunması gerekir. Bunun yanında söz konusu konutun kiracının aile yaşamına ve aile üyelerine de uygun olması gerekir. Örneğin 5 kişilik kiracı bir ailenin aynı beldede 1+0 odalı evinin bulunması, bu şartı karşılamaz.

Söz konusu konutun tapu siciline kayıtlı taşınmazlardan olması gerekir. Bu tahliye davasının açılması için kiraya verenin kendisinin ya da yakınlarının konut ihtiyacı olması şart değildir.

Bu madde kapsamına yalnız konut olarak kullanıla yerler dahil olduğundan işyerleri bu kapsamda değildir.

2. Sözleşme yapılırken kiraya verenin, kiracının oturmaya elverişli bir konutunun olduğunu bilmemesi gerekir.

Kiraya verenin bu durumu bilerek sözleşme imzalaması, tahliye talebinden örtülü feragat anlamına geldiği için tahliye hakkını kullanamaz.

3. Kiraya veren, sözleşmenin bitiminden itibaren 1 ay içinde bu davayı açmalıdır.

Kiraya veren sözleşmenin bitiminden itibaren 1 ay içinde bu davayı açmadığı takdirde dava hakkı düşer.

KONUYLA İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/504 E., 2018/1840 K., 28.02.2018 T.

“….Davalının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Türk Borçlar Kanununun 352/son maddesi uyarınca açılacak davada dava hakkı kiraya verene ait olup, açılan tahliye davasında tahliye kararı verilebilmesi için kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutunun bulunması ve davalının sosyal durumu, aile nüfus sayısı itibariyle oturmasına elverişli bulunması gerekir. Bu iki koşulun bir arada bulunması zorunludur.

Olayımıza gelince; her ne kadar mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı-kiracının aynı ilçe hudutları dahilinde oturabileceği kendi konutunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; mevcut bilirkişi raporunda davaya konu tahliyesi istenen taşınmazın alan ve konum itibariyle davalıya ait taşınmazdan daha üstün vasıflarda olduğu belirtilmiş olup, davalı kiracı da sahibi olduğu evin ailesinin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmediğini savunmuştur. Bu durumda tarafların tüm delilleri toplanarak, davalının statüsü ve ailesinin ihtiyaçlarına göre bahsi geçen evin davalının kullanımına elverişli olup olmadığı kirada bulunup bulunmadığı yönünde yapılacak araştırma ve değerlendirme sonucunda bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…..”

Ankara BAM 15. Hukuk Dairesi E. 2018/2627 K. 2019/1503 T. 11.7.2019

“…TBK’nın 352/son maddesi gereğince kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içerisinde oturmaya elverişli bir konutunun bulunması halinde kiraya verenin tahliye isteyebileceği, kiracının oturulabilir nitelikteki konutu kira sözleşmesinin kurulmasından sonra edinmesinin sonuca etkisinin bulunmaması…”

Yargıtay 3.Hukuk Dairesi., E:2017/4366-K:2017/12337

“…Buna göre mahkemece davalıya usulüne uygun kesin süre verilerek süresinde keşif avansının yatırılması halinde kiracıya ait olduğu beyan edilen taşınmaz başında keşif yapılarak, davalı kiracının savunması üzerinde durularak konutun oturulabilir durumda olup olmadığı araştırılıp, konusuz kalan dava hakkında dava tarihindeki haklılık durumunun bu şekilde tespiti ile yargılama giderlerinin belirlenmesi gerekirken davacının tahliye talep etme hakkı olmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…”

KAYNAKÇA

  1. Fikret Eren – Borçlar Hukuku Şerhi Cilt IV