You are currently viewing Fesih Bildiriminin Gerekçeli Olması Zorunluluğu

Fesih Bildiriminin Gerekçeli Olması Zorunluluğu

 İşçinin iş sözleşmesinin işverence feshedilmesi halinde feshin geçerli nedenle yapıldığına dair ispat yükü işverenin üzerindedir. Bu husus İş Kanunu m. 20/2 “Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Maddede açıklandığı üzere kanun koyucu iş sözleşmesinin haklı ya da geçerli nedenle feshedildiğini ispatlama yükünü açıkça işverene yüklemiştir. Yine İş Kanunu m. 19’da feshin biçimsel koşulları düzenlenmiştir. Buna göre, işveren fesih bildirimini yazılı olarak yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. İşverenin ispat yükümlülüğünü yerine getirmesinden sonra eğer işçi feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ediyorsa bu sefer ispat yükü işçiye geçmektedir. İşverenin feshin geçerliliği ile fesih bildiriminde yazılan nedenlerle ilgili ispat yükümlülüğünü yerine getirememesi ise işçinin işe iadesi ve işverenin tazminat yükümlülüğü sonucunu doğurabileceğinden uygulamada önem arz eden bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda, işveren tarafından yapılan fesih ihbarnamesinde fesih sebebi soyut ve afaki olarak kalmamalıdır. Yani burada işverenin somutlaştırma yükümlülüğünü unutmamalıyız.

İşverenin, işçinin iş sözleşmesini usul ve yasaya uygun olarak feshedebilmesi için iddiasını yani gerekçesini soyut ve genel ifadelerden uzak bir şekilde somutlaştırması gerekmektedir. Örneğin, fesih ihtarnamesinde “iş sözleşmesi işletmesel karar nedeniyle feshedilmiştir” veya “işçinin çalıştığı pozisyonun kapatılması sebebiyle işgücüne ihtiyaç kalmaması” veya “iş akdiniz İş Kanunu m. 17 uyarınca feshedilmiştir.” gibi örnekler genel ifadeler olup somutlaştırılmaya muhtaçtır. Somutlaştırmak, bir iddiayı veya savunmayı zaman, mekân, konu, kişi, oluş şekli vs. unsurlarıyla anlamaya, algılamaya, tartışmaya ve ispata elverişli şekilde ortaya koymaktır. Bu kapsamda işverenin iddiasını somutlaştırma yükü, iddia edenin sebeplerinin, ispat ve delil ikame faaliyetine esas teşkil edecek biçimde münferit vakıaların bildirilmesi yoluyla kanunun veya usulî ilkelerin gerekli kıldığı ölçüde somutlaştırılması hususunda taraflara düşen usulî yük olarak tanımlanabilir.[1] Yine İş Kanunu m. 20/1-2’de, iş sözleşmesi feshedilen işçinin, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabileceği, feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğünün işverene ait olduğu düzenlenmiştir.  Bu kapsamda, feshin yazılı yapılması ve fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmesi feshin geçerlilik şartı olarak kabul edilmektedir. Buna göre işçi tarafından feshin geçersizliği iddiasıyla açılan işe iade davasında işçi, geçersizliği iddia etmekle birlikte işçi, fesih bildiriminde yer alan sebepten başka bir sebebin varlığını iddia etmiyorsa feshin geçerliliğini ispat yükü işverendedir.

Nitekim Yargıtay ve istinaf mahkemelerinin uygulaması da bu şekilde olup fesih sebebinin fesih bildiriminde açık ve somut olarak gösterilmemesi veya gösterilen sebebin işverence ispatlanamaması feshin geçersizliğinin tespitiyle sonuçlanmaktadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesi T. 07.03.2017, E. 2017/74, K. 2017/127 sayılı kararında “Davalı işverenlikçe davacıya gönderilen fesih ihbarnamesinde ‘İş akdiniz 02/02/2016 tarihi itibariyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işyeri gereklerinden kaynaklanan sebeplerle geçerli nedenle feshedilmiştir. Yasal haklarınız tarafınıza ödenecektir’ şeklinde bir bildirim yapılarak iş akdi sonlandırılmıştır. İşyeri gereklerinden kaynaklı sebep açıklaması ile yapılan bu fesih bildirimi 4857 sayılı İş Kanunu 19. maddenin aradığı şekilde fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde ortaya koyan bir bildirim değildir. Somut olarak hangi sebebe dayalı fesih yapıldığını belirtir açıklama yoktur.” şeklinde açıklamasıyla feshin geçersizliğine karar vermiştir.

Yine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2018/9971, K. 2018/23081, T. 12.12.2018 sayılı işçinin işe iadesine ilişkin davayla ilgili olarak “4857 Sayılı İş Kanunu’nun 20/II.c.1 maddesinde açıkça, feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü davalı işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu kanıtlayacaktır. Buna göre fesih işlemini yazılı yapmış olması, belli durumlarda işçinin savunmasını istediğini belgelemesi, yazılı fesih işleminin içeriğinde dayandığı fesih sebeplerini somut ve açık olarak göstermiş olması gerekir. İşverenin biçimsel koşulları yerine getirdiği anlaşıldıktan sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunun kanıtlanması aşamasına geçilecektir.” Şeklinde hüküm kurarak fesih işleminin dayandığı fesih sebeplerinin somut ve açık olarak gösterilmesini feshin biçimsel koşullarından olarak değerlendirmiş, bundan sonra biçimsel koşulları sağlayan feshin içerdiği olguların geçerli veya haklı olduğunun kanıtlanması gerekliliğine vurgu yapmıştır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 06/10/2020 tarihli yeni bir kararında somut olayda yapılan fesih bildiriminde “……Unvanlı işyerimizde 17/02/2015 tarihinden itibaren ‘İnsan Kaynakları Müdürü’ olarak çalışmaktasınız. 16/04/2018 tarihi itibariyle iş akdiniz 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. Maddesi gereğince feshedilecek olup tüm kanuni alacaklarınızın tarafınıza ödeneceğini tebliğ ederiz.” İbaresine yer verilmiştir. İstinaf mahkemesi söz konusu fesih bildiriminin İş Kanunu m. 19’da aranan şekilde fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde somut olarak ortaya koymadığını tespit etmiştir. Bu sebeple fesih bildiriminde yazılan sebebin işverence ispatı aşamasına geçilmeden fesih bildiriminin salt biçimsel koşulları sağlamaması sebebiyle davalı işverenin istinaf başvurusunu esastan reddederek feshin geçersiz olduğuna kesin olarak karar vermiştir.

Sonuç olarak, işverence yapılan fesih bildiriminde feshe yol açan olayların neler olduğu, işçinin davranışlarından kaynaklı bir sebep ise bunların neler olduğu, hangi tarihte hangi olayın feshe neden olduğu; işletmeden kaynaklanan bir sebep ise bu sebeplerin neler olduğu açıkça ve somut olarak belirtilmelidir. Fesih bildiriminde sadece feshin dayandığı kanun maddelerinin belirtilmesi veya kanun maddesinden alıntı yapılarak feshe yol açan özel olay ya da olgulardan bahsedilmeyen fesih bildirimleri feshin geçerlilik şartlarını sağlamayacağından fesih salt bu sebeple geçersiz olacak olup, işçinin işe iadesi sonucunu doğuracaktır.


[1] Atalay, Oğuz, Medeni Usul Hukukunda Menfi Vakıaların İspatı, İzmir 2001, s. 32-33