Dernekler, Dernekler Kanunu ile birlikte Türk Medeni Kanunu’nun ilgili hükümleri dairesinde kurulur, ilgili mülki amirlikçe onaylanan tüzüklerinde belirtilen kurallar doğrultusunda ve yasalarda açıkça belirtilen organları vasıtasıyla faaliyetlerini yürütürler.
Dernek Tüzüklerinde; Türk Medeni Kanunu’nun 58. maddesinin 2. fıkrası gereğince “derneğin gelir kaynaklarının” ve Dernekler Kanunu’nun 4. maddesinin ‘‘ı’’ fıkrası gereğince de “derneğin borçlanma usullerinin” açık şekilde belirtilmesi zorunlu tutulmuştur. Bir başka deyişle içeriğinde derneğin gelir kaynakları ve borçlanma usulleri belirtilmeyen tüzükler mülki amirlikçe onaylanmayacaktır. Tüzüğün onayı ve yürürlüğü için bu iki hükmün tüzükte açıkça düzenlenmiş olması bir zorunluluktur.
Dernekler, borçlanırken bu usule uygun hareket dip etmedikleri ve bu borçların tasfiyesinde sorumluğun kimde olacağı gibi soruların yanıtlarının bulunabilmesi için yapılması gereken, borcun nedeninin yani kaynağının doğru tespit edilmesi gerektiğinin unutulmamasıdır. Yani derneğin bu borcunun, dernek yönetim kurulunun iradi talepleri ile aldığı bir borç mu, yoksa vergi, harç, resim, fon ve benzeri yasal yükümlülüklerden kaynaklanan bir borç mu olduğunun tespiti gerekmektedir. Buna göre dernek yöneticilerinin sorumlulukları belirlenecektir. Dernekler faaliyetleri esnasında borç almasalar bile yasal yükümlülükler ve cezalar nedeni ile borç yükümlülüğü altına girebilmektedirler.
Bu nedenle, konunun hukuksal boyutlarını ele alırken öncelikle derneklerin borçları, borcun kaynağına göre sınıflandıracak, sonrasında bu borçlardaki sorumluluğun boyutu ve sorumlular belirlenecektir.
1-Dernek Yönetim Organlarının İradi Talepleri ile Aldıkları Borçlar;
Bir dernek veya derneğin organları hakkında verilecek herhangi bir kararda öncelikle derneğin bir nevi anayasası olan tüzüğüne bakılmalıdır eğer dernek tüzüğünde borçlanmaya ilişkin olarak kurallar konulmuş ve dernek yönetim organları da tüzükte borçlanmaya yetkili kılınmışsa; dernek, tüzüğün bu hükümleri dairesinde borçlanma yoluna gidebilecektir.
Derneğin zorunlu organları, genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kuruludur. Derneğin borçlanmasına ilişkin kararları almaya ve/veya değiştirmeye ilişkin en geniş yetki de dernek genel kurulundadır ancak uygulamada dernek genel kurullarının sürekli toplanması ve karar alması imkânsız olduğundan, dernek tüzel kişiliğinin temsili ve faaliyetlerinin yürütülmesi dernek yönetim kurulları aracılığı ile yerine getirilmektedir.
TMK’nın 85. maddesi hükmüne göre dernek yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organı olmakla birlikte, yönetim kurulu bu görevini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür.
Dernek yönetim kurulu, dernek tüzüğünün kendisine verdiği yetki ve salahiyetler nispetinde borçlanabilir ancak dernek yönetim kurullarının, dernek tüzüğünün kendilerine verdiği yetki ve sorumluluk sınırlarını aşarak yaptıkları borçlanmalardan bu karara imza atan dernek yönetim kurulu asil üyeleri, müşterek ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Örneğin, bir derneğin tüzüğünde borçlanmaya ilişkin olarak; “Dernek, amacını gerçekleştirmek ve faaliyetlerini yürütebilmek için ihtiyaç duyulması halinde yönetim kurulu kararı ile borçlanma yapabilir. Bu borçlanma kredili mal ve hizmet alımı konularında olabileceği gibi nakit olarak da yapılabilir ancak bu borçlanma, Derneğin gelir kaynakları ile karşılanamayacak miktarlarda ve Derneği ödeme güçlüğüne düşürecek nitelikte yapılamaz.” hükmü var ise;
Derneğin yönetim kurulu, tüzükteki amir hüküm gereği, borçlanma yaparken Derneğin gelir kaynakları ile karşılanamayacak miktarlarda ve Derneği ödeme güçlüğüne düşürecek nitelikte borçlanamayacaktır. Yönetim kurulu bu hükmün dışına çıkarak fazla borçlanırsa yine bu borcun aşkın miktarı ve faizleri o sırada görev yapan dernek yönetim kurulu asıl üyelerinin tamamına müşterek ve müteselsilen rücu edilecektir.
Dernek tüzel kişiliği; alınan borcun tüzüğe uygun yol ve yöntemlerle alınıp alınmadığına bakılmaksızın, derneğe verilen borca ve/veya teslim edilen mal veya hizmete ilişkin yasal evrakları ibraz edilip teslimi ispat edilen bütün borçlardan, sorumludur ve ödemekle mükelleftir.
Alınan borç dernek tüzüğüne aykırı bir yolla temin edilmiş ve dernek amaçlarına uygun olmayan bir şekilde harcanmış ise yılda asgari olarak en az bir kez denetim yapmakla mükellef dernek denetim kurulu, dernek yönetim kurulunu her zaman denetleyebilir. Bu denetlemelerde, dernek yönetim kurulunun borçlanmaya ilişkin kararlarını incelemek ve bu borçlanmaların tüzüğe uygun olarak gerçekleşip gerçekleşmediğini denetlemek zorundadır. Derneklerin denetim kurulları, dernek yönetim kurullarının tüzüğe aykırı olarak yaptıkları borçlanmaları tespit etmelerine rağmen, bu usulsüzlüğü derneğin en yetkili organı olan dernek genel kuruluna iletmemeleri durumunda, derneğin uğrayacağı olası zararlardan sorumlu tutulabileceklerdir.
Dernek genel kurulları, gerek denetim kurulu marifeti ile kendisine intikal eden, gerekse re’sen (kendiliğinden) tespit ettikleri usulsüz borçlanmalar ve bu borçlanmalardan kaynaklanan dernek zarar ve ziyanını, borçlanma eylem ve işlemini fiilen gerçekleştiren dernek yönetim kurulu asil üyelerine rücu (yükleyecek) edecektir.
Alınan Borcun Ödenememesi Nedeniyle Derneğin Kendiliğinden Sona Ermesi;
Dernek yönetim kurulu üyelerince tüzüğe uygun veya aykırı olarak alınan tüm borçlarda öncelikli muhatap dernek tüzel kişiliğidir. Dernek tüzel kişiliğine ait malvarlığının dernek borçlarını karşılayamaması durumunda ise borçlara ilişkin husumetler derneğin kanuni temsilcileri olan dernek yönetim kurullarına yöneltilir ve derneğin kendiliğinden sona ermesi süreci başlatılır.
Dernekten borçlu olduğu gerçek veya tüzel kişiler, bu alacaklarının tahsilini hiçbir surette gerçekleştiremedikleri durumda, alacaklarını tahsil edebilmek amacıyla yürüttükleri icra takibi sonucunda ilgili icra dairesinden alacakları “aciz belgesi” ile başvuracakları sulh hukuk hâkimliğinden derneğin kendiliğinden sona erdiği tespitini yaptırabilirler.
Derneğin malvarlığı ile mevcut borcun ödenemeyeceğinin tespiti ve bu tespit akabinde derneğin kendiliğinden sona erdiğinin Sulh Hukuk Hâkimliğince tescili sonucunda; alacağına kavuşamayan alacaklı kişiler alacaklarına ilişkin her türlü husumeti, alacağa ilişkin borçlanmaya neden olan Yönetim Kurulu üyelerine yöneltirler.
2- Yasal Yükümlülükler Nedeniyle Oluşan Yasal Borçlar;
Dernek adına tahakkuk ettirilen her türlü vergi, sigorta ve benzeri kanuni ödentiler ile bu ödentilerden doğan faiz ve gecikme zammı gibi yükümlülüklerden dernek tüzel kişiliği doğrudan sorumludur ve ödemekle mükelleftir.
Bu gibi kanuni ödemeler için dernek nakit kıymetleri hazır olmasına rağmen kendi ihmalleri nedeni ile derneği gecikme zammı ve faiz gibi ödentilere muhatap kılan dernek yönetim kurulu asil üyeleri, bu faiz ve gecikme zamlarından doğrudan sorumlu olurlar. Vergi ve sigorta gibi yasal ödentilerin zamanında yapılamamasından kaynaklanan dernek borçlarına ilişkin sorumluların tespiti amacı ile öncelikle bu ödemelere ilişkin kanunların amir hükümlerine bakılması gerekmektedir.
Dernekçe çalıştırılan kişilerin sigorta ve benzeri ödentilerindeki sorumlu ve sorumlular konusundaki asli mevzuata bakıldığında;
5510 Sayılı Kanun’un 12. maddesi;
“İşveren adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse, işveren vekilidir. Bu Kanunda geçen işveren deyimi, işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili ve 4857 sayılı İş Kanunu’nda tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işveren, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.”
Kanun maddesinden açıkça görüldüğü üzere, dernek yönetim kurullarının, asıl işveren olan dernek tüzel kişiliği adına ücretle personel istihdam ettikleri ve bu yönü ile de işveren vekili oldukları anlaşılmakta ve kanunda belirtilen yükümlülüklere uymaması nedeniyle müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu görülmektedir.
Vergi mevzuatına bakıldığında;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi;
“Madde 10 – Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevler kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirilir.
(Değişik fıkra: 03/12/1988 – 3505/2 md.) Yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınmayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. Bu hüküm Türkiye’de bulunmayan mükelleflerin Türkiye’deki temsilcileri hakkında da uygulanır.
Temsilciler veya teşekkülü idare edenler bu suretle ödedikleri vergiler için asıl mükelleflere rücu edebilirler.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını da kaldırmaz.”
Dernek yönetim kurulu derneğin yürütme ve temsil organıdır. Dernek tüzel kişiliği, yönetim kurulu vasıtası ile temsil ve ilzam işlemlerini ifa eder.
Dernek tüzel kişiliği adına ilgili kurumlarca tahakkuk ettirilen sigorta ve vergi gibi yasal yükümlülükler için öncelikle dernek malvarlığına bakılır ve borcun dernek malvarlığından tahsili yoluna gidilir.
Dernek malvarlığının, idarece tahakkuk ettirilen bu ödemeleri karşılayamaması halinde, alacağı derneğe tahakkuk ettiren idare, alacaklarının tahsili için tahakkuk ettirdiği borcunu ve bu borca bağlı olarak doğan diğer borçların doğmasına ilişkin işlemlerin gerçekleştiği dönemde görev yapan dernek yönetim kuruluna müracaat eder. Bu borçtan, söz konusu dönemde fiilen görevde bulunan dernek yönetim kurulu asil üyelerinin tamamı müşterek ve müteselsilen sorumlu olurlar.
İdarece tahakkuk ettirilip tahsili talep edilen borçtan, borcun doğuşuna ilişkin dönemde görevde bulunmayan dernek yönetim kurulları sorumlu tutulamaz.
Bu borçların dernek malvarlığından karşılanamaması nedeni ile bu borçları ödemek zorunda kalan dernek yönetim kurulu üyeleri, şahsi malvarlıklarından ödedikleri dernek borçlarını dernek tasfiye edilmediği müddetçe, dernek genel kurulu aracılığı ile derneğe rücu edebilirler ancak derneğin tasfiyesi halinde, borcun rücu edileceği herhangi bir teşekkül kalmadığından bu yolu kullanma imkânları kalmamaktadır.
Dernekçe ödenen yasal borçlar ve bu borçlara ilişkin faiz ve benzeri ödentiler, ödemeyi şahsi malvarlığından yapan dernek yönetim kurulu üye veya üyelerinin ihmalinden kaynaklanmış ise ödemeyi yapan dernek yönetim kurulunun dernek tüzel kişiliğine rücu hakkı bulunmamaktadır.
DANIŞTAY 10. Daire 2004/5790 E. N, 2007/520 K. N.;
Özet
‘‘…DERNEK TÜZEL KİŞİLİĞİNDEN TAHSİL EDİLEMEYEN KAMU ALACAĞININ, SADECE DERNEĞİN KANUNİ TEMSİLCİSİ OLAN YÖNETİM KURULU ÜYELERİNDEN TAHSİL EDİLEBİLECEĞİ, DERNEĞİN YÖNETİM KURULU YEDEK ÜYELERİNİN KANUNİ TEMSİLCİ OLARAK KABUL EDİLEMEYECEĞİ, YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN TAKİP EDİLEBİLMESİ İÇİN İSE KAMU ALACAĞININ, DERNEK TÜZEL KİŞİLİĞİNDEN TAHSİL EDİLEMEYECEĞİNİN ANLAŞILMIŞ OLMASININ YETERLİ OLDUĞU, BU HUSUSTA AYRICA ACİZ FİŞİ DÜZENLENMESİ GEREKMEDİĞİ HAKKINDA…’’