You are currently viewing Mirasçılıktan Çıkarma (Mirastan Iskat)

Mirasçılıktan Çıkarma (Mirastan Iskat)

 

Yeşilçam filmlerinde sıkça karşılaştığımız bir diyalogtur, öfkeli patron baba evladına “seni evlatlıktan reddediyorum !” der veya “seni vasiyetimden men ediyorum !” bu diyalogların aslında hukuksal bir geçerliliği yoktur çünkü miras hakkı da bir mülkiyet hakkıdır ve bu kadar pamuk ipliğine bağlı bir hak değildir. Bunun tek istisnası mirastan ıskattır bugün bu konuya değineceğiz.

Ölüme bağlı tasarruflardan biri olan mirastan ıskat, mirasçının tek taraflı olarak gerçekleştirdiği hukuki bir işlemdir. Mirastan ıskat işlemi ile mirasbırakan, saklı pay mirasçısının miras hakkının tamamını veya bir kısmını elinden alır. Mirasbırakanın kendi mirası üzerinde saklı pay mirasçılarının paylarına dokunmamak şartıyla dilediği gibi tasarruf etme hakkına sahiptir.

Mirasbırakanın saklı pay mirasçılarının paylarına dokunamaması kimi durumlarda hakkaniyete aykırı olabilmektedir. Örneğin üstsoyuna düzenli olarak şiddet uygulayan bir kişinin üstsoyunun mirasçısı olmaya devam etmesi[1] ve mirasbırakanın bu konuda bir eylemde bulunamaması hukukun ilkelerine ve hakkaniyete aykırı sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. İşte bu gibi durumların önüne geçmek isteyen kanun koyucu, Türk Medeni Kanunu’nun 510 vd. maddeleri saklı pay mirasçılığı sistemi ile birlikte mirasçılıktan çıkarmayı (mirastan ıskat) da düzenleyerek mirasbırakanın da hakkını gözetmiştir.

Mirastan ıskatta mirasbırakan ölüme bağlı olarak yaptığı tek taraflı tasarruf ile saklı pay mirasçısının miras hakkını kısmen veya tamamen elinden almaktadır. Mirastan ıskat, mirasçının özgürce tasarruf edemediği saklı pay mirasçılarının payı ile ilgili olduğu için yalnızca saklı pay mirasçıları mirasçılıktan çıkarılabilmektedir. Bu nedenle saklı pay mirasçısı bulunmayan bir kişi yasal mirasçılarını mirastan ıskat edemez çünkü saklı pay mirasçısı olmayan yasal mirasçıların miras payları üzerinde özgürce tasarruf etme hakkına sahiptir. Bu nedenle örneğin mirasbırakan yeğenini mirastan ıskat edemez yalnızca uzaklaştırabilir.

Sonuçları itibariyle mirastan yoksunluk ve mirastan feragat, mirastan ıskata benziyor olsa da hem gerçekleşme yönünden hem de hukuki işlemin taraf sayısı bakımından mirastan ıskattan ayrılmaktadır[2]. Mirastan yoksunluk durumunda kanunda yazılan nedenler[3] gerçekleştiği anda ek hiçbir işleme gerek kalmaksızın mirasçının mirasçı sıfatı sona erer ancak mirastan ıskat için mirasbırakanın tek taraflı hukuki işlemi ile mirasçısını mirasçılıktan çıkarması gerekmektedir. Mirastan feragat ise mirasbırakan ile mirasçı arasında yapılan çift taraflı bir sözleşme iken mirastan ıskat tek taraflı bir hukuki işlemdir.

Türk Medeni Kanunu’nda iki tür mirastan ıskat biçimi düzenlenmiştir. Bunlardan ilki ve uygulamada en çok karşımıza çıkan türü cezai ıskattırdiğer adıyla alelade ıskattır. Cezai ıskatta mirasçı, mirasbırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlemekte veya aile hukukunda doğan yükümlülüklerini ihlal etmektedir ve bu nedenden dolayı da mirasbırakan mirasçısını mirasçılıktan çıkarmaktadır. Kanunda yer alan diğer ıskat türü ise aciz nedeni ile ıskattır. Aynı zamanda “koruyucu ıskat” olarak da adlandırılan bu ıskat türünde mirasbırakan mirasçısının altsoyunu korumak amacıyla borç ödemeden aciz duruma düşen mirasçısını mirasçılıktan çıkarmaktadır.

  1. Cezai Iskat(Alelade Iskat)

Cezai ıskat, Türk Medeni Kanunu’nun 510. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun hükmüne göre mirasbırakan, mirasçıyı mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse veya mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse mirasçısını mirastan ıskat edebilir yani çıkarabilir. Çıkarma nedenleri bakımından cezai ıskat, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen bağışlamanın geri alınmasıyla(TBK m.295) benzerlikler göstermektedir.[4]

Mirasbırakanın mirasçısını ıskat edebilmesi için kanunda sayılan nedenlerin gerçekleşmesi tek başına yeterli değildir. Öncelikle ıskata neden olan fiilde mirasçının kusurunun bulunması ve fiilin hukuka aykırı olması gerekmektedir. Bu nedenle ayırt etme gücünden yoksun mirasçının mirastan ıskat edilmesi mümkün değildir. Ayrıca fiilin hukuka aykırı ve ağır bir suç olması gerekmektedir ancak burada kastedilen ceza hukuku anlamında ağır suç değil aile hukuku ilişkisi bakımından ağır bir sonuca neden olan suçtur. Mirasçı tarafından gerçekleştirilen fiil hukuka aykırı olsa bile eğer olayda hukuka uygunluk nedenleri bulunması halinde mirasçılıktan çıkarılamayacaktır. Örneğin meşru müdafaa (yasal savunma) hali bir hukuka uygunluk nedeni olduğu için hukuka aykırı eylemi meşru müdafaa kapsamında gerçekleştiren mirasçı mirasçılıktan çıkarılamayacaktır.

Mirastan ıskatın geçerli sayılabilmesi için mirasbırakanın iradesinin açık ve net bir şekilde anlaşılması gerekmektedir. Bu nedenle mirasbırakanın yaptığı tek taraflı hukuki işlemde mirastan ıskatın hangi somut nedene dayanılarak yapıldığının açıkça belirtilmesi gerekmektedir[5]. Iskat işleminde mirasbırakanın mirastan çıkarma iradesinin net olarak anlaşılmadığı takdirde mirasçının ıskata itiraz imkanı[6] doğmaktadır.

Iskat sonucu mirasbırakan mirasçıyı tüm saklı payından ıskat etmişse eğer mirasçının mirasçılık sıfatı sona erer ve tenkis davası açamaz ancak kısmi ıskat yapılması durumunda mirasçının ıskat dışında kalan kısmında mirasçılığı devam ettiği için mirasçı sıfatına sahip olmaya devam eder. Eğer mirasbırakan ıskattan başka bir tasarrufta bulunmamış ise mirasçı mirasbırakandan önce ölmüş gibi, mirasçılıktan çıkarılanın varsa altsoyuna, yoksa mirasbırakanın yasal mirasçılarına kalır. Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse mirasbırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir

a)Mirasçının, Mirasbırakan veya Mirasbırakanın Yakınlarına Karşı Ağır Bir Suç İşlemesi Nedeniyle Mirastan Iskat

Mirasçının mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarına karşı ağır bir suç işlemesi kanunda mirastan ıskat nedenlerinden biri olarak düzenlenmiştir. Burada ağır suç ile kastedilen, ceza hukuku anlamında ağır suç değil, mirasbırakan ile mirasçı arasında bulunan hısımlık ilişkisine zarar verecek derecede ağır bir suç olmasıdır. Kanun koyucunun kanuna mirastan ıskatı eklemesinin nedeni, mirasbırakan ile mirasçı arasındaki bağın tamamen zarar görmesi nedeniyle artık mirasbırakanın saklı paylı mirasçısı olmasının hakkaniyete aykırı sonuçlara neden olmasıdır. Bu nedenle mirasçının yaptığı eylem sonucu ceza mahkemesinden ceza almaması mirastan ıskat edilebilir veya mirastan ıskata neden olacak eylemin girişim aşamasında kalması mirastan ıskat edilmesine engel teşkil etmemektedir.

Kanunda hangi suçların mirastan ıskat nedeni olduğu veya mirasbırakanın hangi yakınlarına karşı işlenen suçlarınıskata neden olacağı tek tek düzenlenmemiştir. Bu nedenle, somut olayda eylemin ıskata neden olacağı hakim tarafından takdir edilecektir. Örnek vermek gerekirse dolandırıcılık, sahtekarlık, öldürme gibi suçlar mirastan ıskata neden olabilir. Kanun hükmünde yer alan “yakınları” ifadesini de geniş yorumlamak gerekmektedir. Kanun koyucu burada yakın ile yalnızca kan bağı bulunan kişileri değil mirasbırakan için önemli yeri olan kişileri de kastetmektedir. Örneğin mirasçının, mirasbırakanın uzun yıllardır arkadaşı olan bir kişiyi dolandırması mirastan ıskat nedeniyken, mirasbırakanın uzun süredir görüşmediği uzak bir akrabasına karşı bu eylemi gerçekleştirmesi ıskat nedeni değildir.

b) Mirasçının Mirasbırakana veya Ailesi Üyelerine Karşı Aile Hukukundan Doğan Yükümlülüklerini Önemli Ölçüde Yerine Getirmemesi

Mirastan ıskatın kanunda düzenlenmesinin nedeninin mirasçı ile mirasbırakan arasındaki aile hukuku ilişkisinin onarılmaz derecede sarsılmasından kaynaklandığını belirtmiştik. Aile üyelerinin birbirlerine karşı ağır suç işlememek gibi negatif yükümlülüklerinin yanında kanundan doğan nafaka yükümlülüğü gibi pozitif yükümlülükleri de bulunmaktadır. Bu pozitif yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi de kanunda mirastan ıskat nedeni olarak düzenlenmiştir. Ağır suç nedeni ile mirastan ıskat durumunda olduğu gibi burada da mirasçının sorumluluğu yalnızca mirasbırakana karşı değildir. Diğer aile üyelerine karşı olan yükümlülüklerin ihlali de mirastan ıskata neden olmaktadır. Örneğin mirasçının kötü hayat sürmesi nedeniyle altsoyuna karşı bakım yükümlülüklerini önemli derece ihmal etmesi, madde bağımlılığı gibi nedenlerle mirasçının üstsoyu onu mirasçılıktan çıkarabilecektir.

2) Borç Ödemeden Aciz Nedeni İle Mirastan Iskat

Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen ikinci ıskat türü ise borç ödemeden aciz nedeni ile mirastan ıskattır. Burada mirasbırakanın amacı mirasçının borç ödemeden aciz olması nedeniyle mirasın mirasçıya intikal ettiği anda mirasçının borçlularına geçmesini önlemektir. Alelade ıskattan farklı olarak burada mirasçı ile mirasbırakanın aile hukukundan doğan ilişkileri bozulmamış hatta mirasbırakan mirasçının altsoyunu korumak istemektedir. Bu nedenle bu ıskat türü “koruyucu ıskat” veya “önleyici ıskat” olarak da nitelendirilmektedir.

Aciz nedeni ile mirastan ıskat, tüm saklı pay mirasçılarına uygulanamamaktadır. Yalnızca mirasbırakanın altsoylarına karşı mirastan ıskat tasarrufunda bulunabilir. Ayrıca aciz nedeniyle ıskat için mirasçının ıskat anında acz halinde olması ve aciz halinin belge ile sabit olması gerekmektedir. Aciz nedeniyle ıskat yapılırken ıskat edilenin hissesi mirasçının doğmuş veya doğacak çocuklarına bırakılacağından mirasçının altsoyu bulunmuyor ise aciz nedeni ile ıskat yapılamaz. Alelade ıskat durumunda olduğu gibi aciz nedeni ile mirastan ıskatta da ıskat nedenin gösterilmesi ve ıskatın ölüme bağlı bir tasarruf ile yapılması şarttır.

Aciz nedeni ile ıskatta mirasbırakan mirasçıyı saklı payının tamamından değil yalnızca yarısından ıskat edebilir. Mirasbırakan saklı pay mirasçısının payının yarısını ıskat etmiş olsa da bu payı dilediği gibi tasarruf edemez. Mirasçının doğmuş veya doğacak altsoyuna bırakmak zorundadır.

Iskat edilen yasal mirasçının ıskat işlemine karşı yasal hakları da elbette vardır, bu hakları da önümüzdeki makalelerimizde işleyeceğiz.

  1. “…Mirasbırakan, 14.08.2000 tarihli vasiyetnamesiyle saklı pay sahibi mirasçısı olan oğlu İ.Bülent’i mirasçılıktan çıkarmış, çıkardığı mirasçının miras payı üzerinde tasarrufta bulunmuş, bu payın davalılara ait olacağını belirtmiştir.Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmiş ise geçerlidir. Belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer. Mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa çıkarma geçersiz olur (TMK m. 512).

    Tasarrufta çıkarma sebebi gösterilmiştir. Yapılan soruşturma ve top-lanan delillerden, davacının 03.10.1999 tarihinde yetmişdört yaşındaki annesini dövdüğü ve hakaret ettiği, bu suçtan dolayı mahkum olduğu anlaşılmaktadır. Tasarrufta gösterilen çıkarma sebebinin varlığı davalılarca ispat edilmiştir. Bu durumda çıkarmaya ilişkin tasarrufun, sebebi hakkında açık bir yanılmaya dayandığı kabul edilemez. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

    Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple (BOZULMASINA), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi(Yargıtay 2HD. 18.02.2010 2010/553 E., 2010/2901 K).”

  2. İMRE, Zahit, ERMAN Hasan. Miras Hukuku (2018). Der Yayınları.
  3. 2. Mirastan yoksunluk a. Sebepleri Madde 578- Aşağıdaki kimseler, mirasçı olamayacakları gibi; ölüme bağlı tasarrufla herhangi bir hak da edinemezler: 1. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler, 2. Mirasbırakanı kasten ve hukuka aykırı olarak sürekli şekilde ölüme bağlı tasarruf yapamayacak duruma getirenler, 3. Mirasbırakanın ölüme bağlı bir tasarruf yapmasını veya böyle bir tasarruftan dönmesini aldatma, zorlama veya korkutma yoluyla sağlayanlar ve engelleyenler, 4. Mirasbırakanın artık yeniden yapamayacağı bir durumda ve zamanda ölüme bağlı bir tasarrufu kasten ve hukuka aykırı olarak ortadan kaldıranlar veya bozanlar. Mirastan yoksunluk, mirasbırakanın affıyla ortadan kalkar.
  4. ANTALYA, O. Gökhan. Miras Hukuku(2019). Seçkin Yayıncılık
  5. “…Mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer. Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta betirtilmemişse, tasarruf mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur (4721 s. TMK m. 512). Bu halde mirasçının hissesi saklı payına indirilir. Mirasçılıktan çıkarmanın iptali kademelidir. Öncelikle mirasbırakanın apaçık yanılıp yanılmadığı araştırılır (4721 s. TMK m. 512/son). Eğer bu hal yoksa, davalı mirasçılıktan çıkarma sebebini ispat edememişse, davacının alacağının belirlenmesi için davaya tenkis davası gibi devam edilmesi gerekir (4721 s. TMK m. 560).(Yargıtay 2HD. E. 2007/8036 K. 2008/6856 T. 12.5.2008)”