You are currently viewing Dernek Genel Kurulunun Toplanma Usulü, Genel Kurula Katılma ve Oy Hakkı

Dernek Genel Kurulunun Toplanma Usulü, Genel Kurula Katılma ve Oy Hakkı

            Dernek genel kurulu, derneğe kayıtlı üyelerden oluşan derneğin en yetkili organıdır (TMK md. 73). Genel kurulun, üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı vermek, dernek organlarını seçmek, denetlemek ve gerekli gördüğü takdirde bu organlardaki üyelerin görevine son vermek ve dernek tüzüğünde başka bir organa verilmemiş görevleri yerine getirmek gibi görevleri vardır. Bu görevleri süresi üç yılı geçmemek üzere tüzüğünde belirtilen sürelerde gerçekleştirilen genel kurul toplantılarında yerine getirir. Olağan genel kurul toplantıları dışında, kuruluş bildiriminin ilgili amirliğe verilmesini izleyen ilk altı ay içerisinde yapılan ve zorunlu organların oluşturulduğu ilk genel kurul toplantısı ve olağan süresi dışında yapılan olağanüstü genel kurul toplantısı olmak üzere üç farklı genel kurul toplanma biçimi vardır. Bir derneğin üst üste iki kez genel kurul toplantısını yapamaması derneğin fesih nedenlerinden biri sayılarak yaptırıma bağlanmıştır. Dernek genel kurulunun nerede toplanacağı derneğe bırakılmıştır ancak derneğin tüzüğünde genel kurul toplantılarının nerede yapılacağı yazmıyorsa genel kurul toplantıları derneğin genel merkezinin bulunduğu yerde yapılır.

I- Genel Kurul Toplantısına Çağrı Usulü

            Derneklerde genel kurul süreci, usulüne uygun olarak yapılan çağrı ile başlar. Yönetim kurulu, şubesi olmayan derneklerde dernek genel kuruluna katılma hakkı olan üyelerin listesini, şubeleri olan derneklerde ise şube delegelerinin listesini düzenler. Genel kurula katılma hakkı olan bu kişilere, genel kurul toplantısından en az on beş gün önce çağrının yapılması gerekmektedir. Çağrının hangi yolla yapılacağı ise Dernekler Yönetmeliği’nin 14. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre çağrı bir gazetede veya derneğin internet sitesinde ilan edilerek, yazılı olarak bildirilerek, üyenin bildirdiği elektronik posta adresine ya da iletişim numarasına mesaj gönderilerek veya yerel yayın araçları kullanılarak yapılabilir. Bu çağrıda toplantının günü ve saati, toplantının nerede yapılacağı, toplantı gündemi ve çoğunluk sağlanamaması halinde ikinci toplantının hangi günde, saatte ve yerde yapılacağı belirtilmek zorundadır. İkinci toplantı ilk toplantıdan en az yedi en fazla ise altmış gün sonra yapılmalıdır.

II- Dernek Genel Kuruluna Katılma ve Oy Hakkı

            Kanunda genel kurulun dernek üyelerinden oluştuğu belirtilse de kimlerin genel kurul üyesi, şubeleri olan derneklerde delegesi olacağı düzenlenmemiştir. Kanun koyucu bu konuyu derneklerin takdirine bırakmıştır. Dernek, isterse derneğe üye olan herkesin genel kurula katılabileceğini kararlaştırabileceği gibi dilerse bu konuda bazı ölçütler de getirebilmektedir. Günümüzde dernekler, artık üye sayılarının on binleri bulması nedeniyle bu konuda bazı sınırlamalar getirmiştir. Örneğin bir dernek, üyenin genel kurul üyesi olabilmesi için en az bir yıldır dernek üyesi olmasını şart koşabilirken bir başka dernek de aidat borcu bulunan üyelerin dernek genel kuruluna katılamayacağını düzenleyebilir.

            Genel kurul, üyenin dernek içerisinde söz aldığı, dernek faaliyetlerine doğrudan katıldığı organ olduğu için genel kurul üyeliği için getirilen ölçütlerin demokratik yönetim anlayışına uygun olması açısından çok ağır olmaması gerekmektedir. Örneğin üyenin genel kurul üyesi olabilmesi için üyeliğinin üzerinden on yıl geçmesi gerekmesi ya da aidat borcunu ödemeyen üyenin daha sonra borcunu ödese dahi bir daha genel kurula katılamayacağına dair düzenlemeler dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve demokratik olmadığı için geçersizdir. Yine bu ölçütleri belirlerken üyeler din, dil, ırk gibi konularda ayrıştırılmamalı, hukuka veya ahlaka aykırı şekilde ölçütler belirlenmemelidir.

            Dernekler, etki alanlarını genişletebilmek amacıyla şubeler açabilmektedir. Şubelerde de aynı dernek gibi genel kurullar bulunmaktadır. Şubelerin, genel kurul toplantılarını derneğin olağan genel kurul toplantısından en az iki ay önce tamamlamaları gerekmektedir. Kanunda şubelerin genel kurulda nasıl temsil edileceği derneklere bırakılmıştır. Örneğin bir dernek, tüzüğünde şube başkanının doğal genel kurul delegesi olacağını düzenleyebileceği gibi şubelerin her yüz üye için bir delege ile genel kurulda temsil edilebileceği de düzenlenebilir. Şubelerin dernek genel kurulunda bu şekilde üye sayısına oranla nispi temsiline dernek tüzüğü ile kısıtlamalar getirilebilir. Örneğin bir şubenin delege sayısı şube yönetim kurulu üye sayısının iki katını geçemez veya derneğin toplam delege sayısının %5’iini geçemez şeklinde yapılan düzenlemeler hukuka uygundur.  

           Bazı derneklerde şubelerden ayrı olarak genel merkezin de genel merkez üyeliği şeklinde üye kaydı aldığı görülmektedir. Bu durum tüzüğe uygun olması halinde hukuka da uygundur sonuçta derneklerde kayıtlı olduğu şubeye bakılmaksızın tüm üyeler genel merkezin yani derneğin üyeleridir. Bununla birlikte dernek genel kurulunun sadece genel merkez üyeleri ile yapılması yani şubelere temsil hakkı tanınmaması, tüzükte bu şekilde düzenlemeye gidilse dahi şubelere temsil hakkı vermemesi yönüyle demokratik olmayacak ve tüzüğün bu hükmünün yargı denetimi ile iptali mümkün olabilecektir.

Genel kurula katılma ve oy kullanma hakkı birbirleriyle sıkı sıkıya bağlı haklardır. Genel kurula katılma hakkı bulunan her üyenin aynı zamanda oy kullanma hakkı da bulunmaktadır.  Bunun yalnızca iki istisnası vardır; onursal üyeler genel kurula katılıp söz alabilirken oy hakkından yoksundur. Ayrıca üyeler, dernek ile kendisi, eşi, üstsoyu ve altsoyu arasındaki bir hukukî işlem veya uyuşmazlık konusunda alınması gereken kararlarda oy kullanamaz (TMK md. 82/f1). Oy hakkı bulunan bir üyenin dernek genel kurulunda oy kullanmasının engellenmesi veya oy hakkı bulunmayan bir üyenin ya da dernek üyesi olmayan üçüncü bir kişinin genel kurulda oy kullanması genel kurulun iptali nedenidir. Örneğin dernek tüzüğünde, şubeler genel kurulda şube başkanı tarafından temsil edilir hükmüne rağmen genel kurul çağrısının şubeden başka bir üyeye yapılıp o üyenin genel kurulda oy kullandığı durumda tüm ilgililer genel kurulun iptali kararı için mahkemeye başvurabilecektir. Yargıtay da genel kurulda oy kullanma hakkı olmayan kişilerin oy kullanmasını genel kurulun iptal nedeni saymıştır (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2014/16823 E. 2014/16788 K. ). Üyenin oy verme hakkı şahsına sıkı sıkıya bağlı olduğu için üye oyunu yalnızca kendi kullanabilmektedir. Dernek üyesi yerine başka biri tarafından oy kullanılması yani vekaleten oy kullanımı da genel kurulun iptal nedenlerindendir.

Kanaatimize göre bu tür iptal nedenlerinde hukuksuz kullanılan veya kullanımı engellenen oy sayılarının genel kurul sonucuna etkisine bakılmaksızın usule ve yasaya aykırılık nedeniyle mahkemece doğrudan genel kurulun iptaline karar verilebilecektir.

III- Genel Kurulun Toplanma Usulü

Dernek genel kurulunun hangi usulde toplanacağı Dernekler Yönetmeliği’nin 15. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin, delegelerin listesi toplantı yerinde hazır bulundurulur. Uygulamada bu listeye hazirun cetveli veya listesi de denilmektedir. Toplantıya katılacak üyelerin kimlik belgeleri yönetim kurulu veya yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek kişiler tarafından incelenir. Üyeler, yönetim kurulunca düzenlenen listedeki adları karşısına imza koyarak toplantı yerine girerler. Kimlik belgesini göstermeyenler, belirtilen listeyi imzalamayanlar ile genel kurula katılma hakkı bulunmayan üyeler toplantı yerine alınmaz. Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler.

Toplantı yeter sayısı sağlanmışsa durum bir tutanakla tespit edilir  ve  toplantı, yönetim kurulu başkanı veya görevlendireceği yönetim kurulu üyelerinden biri tarafından  açılır. Toplantı yeter sayısı sağlanamaması durumunda bu husus da tutanak altına alınır ve toplantıya geçilmez.

Genel Kurulun yapılabilmesi için başkanlık divanının oluşturulması zorunludur. Divan bir başkan ve yeteri kadar başkan vekili ve yazmandan oluşur. Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel kurul, gündemdeki konuların görüşülerek karara bağlanmasıyla gerçekleşir ve sonuçlandırılır. Önceden duyurulan gündem maddelerinin genel kurulda tekrar oylamaya sunulmasına gerek yoktur ancak kanun ve tüzüğe uygun şekilde verilecek önergeler ile ek gündem maddesi getirilebilir.

 Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan başkanı ile yazmanlar tarafından birlikte imzalanır.  Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler yönetim kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen yönetim kuruluna yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.

İLGİLİ EMSAL YARGITAY KARARLARI:

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin 2014/16823 Esas, 2014/16788 Karar sayılı ve 24.11.2014 tarihli kararı :

“…Üyeler, yönetim kurulunca düzenlenen listedeki adları karşısına imza koyarak toplantı yerine girerler. Kimlik belgesini göstermeyenler, belirtilen listeyi imzalamayanlar ile genel kurula katılma hakkı bulunmayan üyeler toplantı yerine alınmaz. Bu kişiler ve dernek üyesi olmayanlar, ayrı bir bölümde genel kurul toplantısını izleyebilirler…. Dernek organlarının seçimi için yapılacak oylamalarda, oy kullanan üyelerin divan heyetine kimliklerini göstermeleri ve hazırun listesindeki isimlerinin karşılarını imzalamaları zorunludur. Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel kurul, gündemdeki konuların görüşülerek karara bağlanmasıyla sonuçlandırılır. Genel kurulda her üyenin bir oy hakkı vardır; üye oyunu şahsen kullanmak zorundadır.” hükümleri yer almakta olup, benzer düzenleme Dernek Tüzüğünün 4. maddesinde de bulunmaktadır.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı derneğin 13.01.2013 tarihinde genel kurul toplantısı yaptığı, bu toplantı için üyelere bildirimde bulunulduğu toplantıya 64 üyenin bizzat, 29 üyenin ise vekaleten katıldığı, dernek organlarının seçiminin açık oylama ile yapıldığı ayrıca oylamalarda vekaleten oy kullandırıldığı, dernek üyesiyken 26.11.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyeliğine son verilen H.B.’nin hazırun listesine sonradan eklendiği, genel kurul tarihinde dernek üyesi olmayan bu kişiye oy kullandırıldığı, toplantı tutanağında davacının muhalefet şerhinin bulunmaması sebebiyle dernek üyesi olan davacının genel kurul toplantısının kanuna ve tüzüğe aykırı yapılması nedeniyle iptali için dava açtığı; mahkemece, davacının muhalefet şerhi bulunmaması sebebiyle dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında; genel kurula katılmaması gerekenlerin katılıp oy..kullandığı, derneklerde  vekaleten oy kullanma söz konusu olmadığı halde vekaleten oy kullanılması genel kurul kararlarının yok hükmünde sayılması gerektiğinden ve bu konularda davacının açıkça muhalefet şerhinin bulunmaması dava açmasına engel oluşturmayacağından, kanuna ve tüzüğe aykırı yapılan genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.”

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2018/10704 Esas, 2019/2308 Karar sayılı ve 5.3.2019 tarihli kararı :

“Dava dilekçesinde, davalı Ulaşılabilir … şubesinin üst üste iki genel kurul toplantısını yapmaması nedeniyle Türk Medeni Kanunu’nun 87/5. maddesi uyarınca şubenin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istenmiş; mahkemece, 4721 sayılı Yasanın kendiliğinden sona erme sebebi olarak belirttiği düzenleme ve yaptırımın dernek için geçerli olduğu, tüzel kişiliği bulunmayan şube için uygulanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 87/5.maddesi gereği, davalı dernek şubesinin olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamaması sebebiyle kendiliğinden dağıldığının tespiti istemine ilişkindir.

5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2.maddesinin “h” bendinde dernek şubesi, dernek faaliyetlerinin yürütülebilmesi için bir derneğe bağlı olarak açılan, tüzel kişiliği olmayan ve bünyesinde organları bulunan alt birim olarak tanımlanmıştır. Dernek şubelerinin, dernek genel merkezi dışında ayrı bir tüzel kişiliği bulunmasa da 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 94.maddesi gereği derneklerin genel kurul kararı ile gerekli görülen yerlerde şube açabilecekleri, aynı Kanun’un 95.maddesinde ise her şubede genel kurul ve yönetim kurulu ile denetim kurulu veya denetçi bulunmasının zorunlu olduğu, bu organların görev ve yetkileri ile şubelere ilişkin diğer hususlar hakkında Türk Medeni Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiş olup, 95.maddenin 2.fıkrasındaki atıf sebebi ile dernek şubelerin de zorunlu organ olan genel kurulun 74.madde gereği tüzükte belirtilen zamanda yönetim kurulunun çağrısı üzerine toplanacağı ve olağan genel kurul toplantılarının en geç üç yılda bir yapılmasının zorunlu olduğu, olağan genel kurul toplantısının iki defa üst üste yapılamamasının 87. maddenin 5. fıkrası kapsamında sona erme sebebi olarak kabul edilmiştir. Kanun gereği şubenin kuruluşu ile zorunlu organlarının varlığını kabul edip, iki defa üst üste genel kurul toplantısının yapılamamasını tüzel kişiliği bulunmadığı gerekçesi ile şube hakkında 87/5.madde kapsamında kendiliğinden sona erme kararı verilemeyeceğini kabul etmek, derneğe bağlı olarak kurulan bir şubenin hiçbir kanuni yükümlülüğünü yerine getirmese dahi ilanihaye varlığını sürdüreceği, özellikle TMK’nin 95.maddesinin ikinci fıkrasındaki şubelere ilişkin diğer hususlar hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı düzenlemesini yok saymak anlamına geleceği, aksi yöndeki kabulün Kanunun özü ve sistematiğine aykırı olduğu, nitekim 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 32.maddesinde izinsiz açılan dernek şubelerinin kapatılacağından söz edildiği de dikkate alınarak gerekli araştırma ve inceleme yapılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, yerel mahkeme hükmünün, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 05.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.”

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2018/8396 Esas, 2018/11958 Karar sayılı ve 2.5.2018 tarihli kararı :

“Asıl ve birleşen dava dilekçesinde, davalı Derneğin 07.09.2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların iptali istenmiş; mahkemece, her iki davanın da reddine ilişkin olarak verilen karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Daire’nin 26.10.2017 gün 2017/1041 E. 2017/13936 K. Sayılı ilamı ile ”.. 1-Birleşen dosya yönünden yapılan temyiz incelemesinde; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Asıl dosya yönünden yapılan temyiz incelemesinde ise; Dosyadaki bilgi ve belgelerden; iptali istenilen olağanüstü genel kurulun 07.09.2013 tarihinde altı yüz elli üç üyenin katılımı ile gerçekleştirildiği, davacı tarafın iddia ettiği üzere bu üyelerin beş yüz yetmiş dokuzunun olaganüstü genel kurula iki aydan daha az bir süre kala genel kurullarını yapan …,…,…,…şubeleri delegeleri olduğu anlaşılmaktadır. İptali istenilen genel kurula bu dört şubeden katılan delegelerin belirlenmesine dair şube genel kurulları, … ve … Şubeleri 11.08.2013 tarihinde, … Şubesi 04.08.2013 tarihinde, … Şubesi ise 09.08.2013 tarihinde genel kurullarını yaptıkları sabit olup bu hususta taraflar arasında ihtilaf da bulunmamaktadır. Üzerinde durulacak husus; iptali istenilen merkez olağanüstü genel kurul toplantısına iki aydan daha az bir süre kala yapılan şube genel kurullarında seçilen delegelerin genel kurula katılıp katılamayacağıdır.

5253 sayılı Dernekler Kanununun 7. Maddesinde, dernek şube genel kurullarının ne zaman yapılacağı düzenlenmiş olup buna göre, şube genel kurulları olağan toplantılarını merkez genel kurulu toplantısından en az iki ay önce bitirmek zorunda oldukları; 31.03.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 25772 sayılı Dernekler Yönetmeliğinin Şube Genel Kurulları başlıklı 16. maddesinde de, şubelerin, olağan genel kurul toplantılarını, merkez olağan genel kurulu toplantısından en az iki ay önce tamamlamak ve genel kurul sonuç bildiriminin bir örneğini toplantının yapıldığı tarihi izleyen otuz gün içinde mülki idare amirliğine ve genel merkezlerine bildirmek zorunda oldukları açıkça hükme bağlanmıştır. Kaldı ki; Dernek Tüzüğünün 41. maddesinde de, bu süre aynen muhafaza edilerek şubelerin genel kurul toplantılarını merkez genel kurul toplantısından iki ay önce bitirmek zorunda oldukları emredici bir şekilde düzenlenmiş; Merkez genel kurul toplantısının olağan veya olaganüstü toplantı olması bu zorunluluğu ortadan kaldırmamaktadır. İptali istenilen genel kurula beş yüz yetmiş dokuz delege ile katılan ve bu delegelerin belirlenmesine dair …, …, …ve … Şubelerinin genel kurulları olağanüstü sırasıyla; 11.08.2013, 11.08.2013, 04.08.2013 ve 09.08.2013 tarihinde yaptıkları dosya kapsamı ile sabit olup bu hususta taraflar arasında ihtilaf da bulunmamaktadır. Dolayısıyla yukarıda açıklanan Dernekler Kanunu 7. Dernekler Yönetmeliği 16. ve Dernek Tüzüğünün 41.maddesindeki düzenlemeler karşısında, davalı derneğin altı yüz elli üç üyenin katılımı ile gerçekleştirilen 07.09.2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına katılma hakkı bulunmayan beş yüz yetmiş dokuz delegenin katılımı ile yapılması sebebi ile iş bu olağanüstü genel kurulun iptaline dair davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuş; davalı vekili süresinde bozma ilamının düzeltilmesini istemiştir.

5253 sayılı Dernekler Kanununun 7. maddesinde, dernek şube genel kurullarının ne zaman yapılacağı düzenlenmiş olup buna göre, şube genel kurulları olağan toplantılarını merkez genel kurulu toplantısından en az iki ay önce bitirmek zorunda oldukları; 31.03.2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 25772 sayılı Dernekler Yönetmeliğinin “Şube Genel Kurulları” başlıklı 16. maddesinde de, şubelerin, olağan genel kurul toplantılarını, merkez olağan genel kurulu toplantısından en az iki ay önce tamamlamak ve genel kurul sonuç bildiriminin bir örneğini toplantının yapıldığı tarihi izleyen otuz gün içinde mülki idare amirliğine ve genel merkezlerine bildirmek zorunda oldukları açıkça hükme bağlanmıştır.

Somut olayda davalı Derneğin 07.09.2013 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının ve bu toplantıda alınan kararların iptali istenilmektedir. Şubelerin genel kurul olağan toplantılarını merkez genel kurulu toplantısından en az iki ay önce bitirmek zorunluluğu olağan genel kurul toplantısı için geçerli olup olağanüstü genel kurul toplantısı için böyle bir şart bulunmamaktadır.

Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin, 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’nın 442/3. maddesi gereğince kabulüne; Dairenin 26.10.2017 gün 2017/1041 Esas. 2017/13936 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, 02.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Kaynakça:

Dural, Mustafa. Türk Özel Hukuku Cilt II Kişiler Hukuku. Filiz Kitabevi, 2015.

Akipek, Jale, – Akıntürk, Turgut, – Ateş, Derya . Kişiler Hukuku. İstanbul:

Beta Yayınları, 2020.

Oğuzman, Kemal. Kişiler Hukuku. İstanbul: Filiz Kitabevi, 2020.

Saka, Zafer. Dernekler Hukuku. İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2010.