Kamusal toplanma şekillerinden olan semt pazarlarının en yaygın örneklerinden biri sokak aralarına kurulan pazarlardır. Sokak aralarına kurulan semt pazarlarının, semt çevresinde yaşayan yurttaşların ucuza ve doğrudan temel gereksinim maddelerine ulaşmaları gibi birçok yararı bulunuyor olsa da özellikle pazarın kurulduğu sokak çevresinde yaşayan insanlar için birtakım zorlukları ve engelleri de bulunmaktadır.
Semt pazarının kurulu olduğu saatler boyunca sokağın veya caddenin taşıt trafiğine kapalı olması ve pazar nedeniyle artan insan trafiği nedeniyle oluşan ses ve çevre kirliliği, semt pazarlarının bölgede yaşayan kişiler açısından getirdiği olumsuz sonuçlara örnektir.
5393 Sayılı Belediye Kanunu uyarınca pazar yerlerinin kurulumu ve denetimi görevi belediyelere aittir. 5393 Sayılı Kanun’un “Belediyenin Görev ve Sorumlulukları” başlıklı 14. maddesinin (j) bendine göre belediyeler; Toptancı ve perakendeci hâlleri, otobüs terminali, fuar alanı, mezbaha, ilgili mevzuata göre yat limanı ve iskele kurmak, kurdurmak, işletmek, işlettirmek veya bu yerlerin gerçek ve tüzel kişilerce açılmasına izin vermek belediyenin sorumlulukları arasındadır.
T.C. Anayasası’nın 56. maddesine göre her yurttaş, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir ve çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevrenin kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olarak tanımlanan belediyeler, belde sakinlerinin sağlıklı bir çevrede yaşayabilmeleri için kanundan doğan sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. Bu kapsamda da belediye sınırları içerisinde kurulan pazar yerleri ile ilgili gerekli denetimleri yapmak ve önlemleri almak belediyenin görevleri arasındadır.
Yukarıda belirttiğimiz üzere, sokak aralarında kurulan pazar yerlerinin çevre sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkisi olabilmektedir. Kurulan pazar nedeniyle trafiğin kapanması, ulaşımın engellenmesi, artan insan sayısı nedeniyle oluşan ses kirliliği, pazarın kaldırılmasının ardından ortaya çıkan atıkların oluşturduğu çevre kirliliği, yurttaşların sağlıklı çevrede yaşama hakkını engellemektedir. Bu nedenle bir bölgede semt pazarı kurulacak ise belediyeler, gerek pazar yerinin kurulmasına izin verirken gerek ise pazar kurulduktan sonra gerekli denetimleri yaparken özenli davranmak zorundadır. Örneğin bir sokakta semt pazarı kurulmasına izin verilecek ise sokağın altyapısının bu duruma uygun olup olmadığına dair gerekli fizibilite çalışmaları yapılmalıdır. Aynı şekilde semt pazarı kurulacak yer seçilirken itfaiye ve ambulans gibi acil durum taşıtlarının çalışmalarını engellemeyecek bölgeler seçilmelidir.
Danıştay da emsal içtihatlarında halk sağlığına tehdit oluşturan, yurttaşların sağlıklı çevrede yaşama hakkını engelleyecek şekilde kurulan pazar yerlerini kaldırmayan belediyeleri haksız bulmuştur.
Danıştay 8. Dairesi Esas No: 2009/10919 Karar No: 2011/1645 Karar Tarihi: 16.03.2011:
“Dava konusu semt pazarının kurulduğu yerin imar planında imar yolu olarak özgülendiği, pazar yerinde herhangi bir alt yapının pazaryeri atıkları açısından çevre kirliliğine sebebiyet verildiği, tuvalet, lavabo ve yangın musluğunun bulunmadığı, otopark yerinin ayrılmadığı, trafik açısından sorunların yaşanabileceği, organik ürünlerin açıkta satışının yapıldığı, bu nedenle insan ve çevre sağlığının tehlikeye atıldığı sonucuna varılmaktadır. Bu durumda; söz konusu semt pazarının trafik, trafik güvenliği, insan sağlığı, çevre kirliliği açısından tehlike oluşturduğu sonucuna varıldığından, pazar yerinin alt yapısı hazırlanmış, çevre kirliği ve insan sağlığı açısından olumsuz etkilerin görülmeyeceği, trafik güvenliği ve şehir planlaması açısından uygun, imar planında, bu amaç doğrultusunda özgülenen çağdaş ve modern bir alanda kurulması gerekirken, pazar yerinin yukarıda sayılan hususları barındıran bir yere taşınması amacıyla yapılan başvurunun reddine yönelik tesis edilen işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; dava konusu işlemlerin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 1.494,63.-TL yargılama giderinden davacı tarafından karşılanan 50,90.-TL yargı harcı ve 80.-TL posta giderinden oluşan toplam 130,90.-TL yargılama gideri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 400,00.-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, Hazine tarafından karşılanan 1.322,63.-TL bilirkişi ücretinin davalı idareler üzerinde bırakılmasına ve tahsili için müzekkere yazılmasına, bilirkişi ücretinden artan kısmın Hazine’ye iade edilmesine, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 29.09.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
Yine pazarın kurulduğu gün, evlerine ulaşımın kapanması mülk sahiplerinin herhangi bir acil durumda itfaiye, ambulans gibi araçların ulaşım sağlayamayacağı tespit edilmiştir.
Danıştay 8. Dairesi Esas No: 2009/7098 Karar No: 2012/10392 Karar Tarihi: 12.12.2012:
“…DAVANIN ÖZETİ: Eskişehir İli Odunpazarı Belediyesi sınırları içerisinde Vişnelik Mahallesinde çarşamba günleri kurulan pazarın, kurulu bulunduğu yerden tamamen kaldırılması isteminin reddine ilişkin 18.09.2008 tarih ve 253-8822 sayılı işlemin; kurulan pazarın semt halkına fayda sağlamaktan çok zarar verdiği, pazar esnafının geliri kayıt dışı kaldığı için işyerleri açısından haksız rekabet oluşturduğu, pazara çok yakın mesafede cuma günleri cuma pazarının kurulduğu, pazarın; güvenlik, ulaşım, sağlık, asayiş yönünden ciddi sıkıntılar oluşturduğu ileri sürülerek iptali ile pazarın kaldırılmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Sonuç olarak
bilirkişi heyetinin; 1/5000 Nazım İmar Planlarında ve 1/1000 ölçekli İmar Planlarında konut alanı fonksiyonu ve bu alan içerisindeki ulaşımı sağlayan yol olarak planlanmış olan bir alanın belediyenin encümen kararıyla pazaryeri olarak belirlenmesinin imar planındaki durumu, pazarların kurulduğu alanın trafik, ulaşım, alt yapı, halk sağlığı, güvenlik, konumu gibi hususlar yönünden planlama teknikleri, şehircilik ilkeleri ve kamu yararı açısından uygun olmadığı görüş ve kanaatine vardığı, semt pazarının toplum sağlığı ve güvenliği açısından değerlendirildiğinde;
1. Acil Yardım Hizmetleri Açısından: Dava konusu pazar yerinde kurulan çadır ve tezgahların sokakları, acil bir durumda ambulans geçişine müsaade etmeyecek kadar daralttığı, ayrıca Pazar esnafının çadır ve tezgah kurmak için kullandığı ip ve direklerin yaya geçişlerini dahi zorlaştırdığı, bu şartlar altında acil yardım hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinin mümkün olmadığı;
2. Çevre-Toplum Sağlığı ve Hijyen Açısından:
a- Pazarda satılan gıdaların özellikle tereyağı, peynir, kuruyemiş gibi kapalı kaplarda satılması gereken yiyeceklerin açıkta satıldığı ve bu gıdaların kirlenmelerini önlemek amacıyla herhangi bir tedbir alınmadığı,
b- Pazaryerinde seyyar olarak çay satışı yapıldığı ve kullanılan bardakların tek kullanımlık olmadığı, ilk kullanımdan sonra belli bir müddet klorlu suda bekletilmediği ve bu durumda çay ocağından çay içen esnafın sağlığı açısından tehdit oluşturabileceği,
c- Pazarın kurulduğu alanın çok geniş olduğu, bu kadar geniş ve kalabalık bir pazaryerinde gerek halkın gerekse esnafın kullanımı için tahsis edilmiş umumi tuvalet bulunmadığı ve bu durumun toplum sağlığını tehdit eden büyük bir eksiklik olduğu,
d- Pazaryerinden, civarda bulunan okul öğrencilerinin geçmek zorunda kaldığı, öğrencilerin kalabalıkta düşme, sıkışma ihtimallerinin bulunduğu,
e- Pazaryerinde esnafın kullanabileceği çöp konteynırının bulunmadığı, pazarda satılan gıda artıklarının gelişi güzel etrafa saçıldığı, bu durumun özellikle sıcak havalarda kokuşma, sinek, sivrisinek yığılmalarına ve bu suretle çeşitli mikropların üremesine sebep olarak toplum sağlığını tehdit edebileceği,
f- Pazar esnafının bağırarak yüksek sesle satış yaptığı bu durumun çevre sakinleri ve pazar kullanıcılar için gürültü kirliliğine sebep olduğu,
g- Pazar esnafının aydınlatma ısınma vs. ihtiyaçları için seyyar jeneratör kullandığı, açıkta ve kontrolsüz olarak kullanılan ve yanıcı madde içeren jeneratörün yangına sebebiyet verebileceği, halkın can güvenliğini tehlikeye sokabileceği, ayrıca pazaryerinde yangın esnasında kullanılmak üzere yangın musluğu ve hortumunun bulunmadığı ve raporda belirtilen diğer gerekçelere dayalı olarak bilirkişi heyetinin, dava konusu pazaryerinin; mevcut durumu, konumu, üst ölçekli planlar, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarındaki arazi kullanımı, 3194 sayılı imar Kanunu ve Yönetmelikleri, Eskişehir Odunpazarı Belediyesi Semt ve Üretici Pazar Yerleri Uygulama Yönetmeliği, trafik, ulaşım, alt yapı, halk sağlığı, güvenlik konuları ile şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmekte olup, Rapora davalı vekilinin itirazı yerinde görülmemiştir. Bu durumda, bahsi geçen bilirkişi raporuyla pazaryerinin mevcut durumu, konumu, üst ölçekli planlar, 1/5000 ve 1/100 ölçekli imar planlarındaki arazi kullanımı, 3194 sayılı İmar Kanunun ve Yönetmelikleri, Eskişehir Odunpazarı Belediyesi Semt ve Üretici Pazar Yerleri Uygulama Yönetmeliği, Trafik, Ulaşım, Alt yapı, Halk Sağlığı, Güvenlik konuları ile şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olmadığı anlaşıldığından, Çarşamba Pazarının bulunduğu yerden tamamen kaldırılması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlem hukuka aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu istemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 1.057,76-TL yargılama gideri ile karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı dosyalar için takdir edilen 500,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, artan keşif ve bilirkişi ücreti ile posta ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’da temyiz yolu açık olmak üzere 10.06.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”