Derneğin zorunlu organlarından olan yönetim kurulu, derneğin yürütme ve temsil organıdır. Derneğin amacını gerçekleştirmek amacıyla genel kurul tarafından alınan kararları yerine getirir ve bu doğrultuda derneği temsilen üçüncü kişilerle ilişkiye girer. Kanunumuzda tüzel kişi olarak nitelendirilen dernekler fiil ehliyetlerini yönetim kurulu aracılığıyla kullanmaktadırlar. Kanunda yönetim kurulu üye sayısı için alt sınır belirtilmiştir ve bu alt sınırdan az olmamak üzere dernekler tüzüğünde yönetim kurulu üye sayısını belirtmelidir. Buna göre dernek yönetim kurulları en az beş asil ve beş de yedek üyeden oluşmalıdır. Ne Türk Medeni Kanunu’nda ne de Dernekler Kanunu’nda yönetim kurulunun görev ve yetkileri ayrıntılı şekilde yazılmıştır. Sadece “yönetim kurulunun görev ve yetkileri dernek tüzüğünde gösterilir” hükmünü getirerek bu konudaki yetki ve sorumluluğu derneklere bırakmıştır.
Dernek İle Yönetim Kurulu Arasındaki Hukuksal İlişki, Yönetim Kurulu Üyelerinin Derneğe Karşı Yükümlülükleri
Yönetim kurulunun derneği temsil yetkisi kanunda belirtilmiş olsa da bu ilişkinin hukuksal niteliği hakkında kanunumuzda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Doktrindeki ağırlıklı görüş, dernek yönetim kurulu üyelerine hizmet ya da vekâlet sözleşmesi hükümleri uygulanması gerektiğidir. Doktrindeki görüşlerin de etkisiyle Yargıtay dernek yönetim kurulu üyeleriyle dernek arasındaki ilişkiyi vekâlet ilişkisi olarak nitelendirmektedir. Sorumluluklar ve özen yükümlülüğü açısından da vekâlet sözleşmesi hükümleri bu ilişkiye uygulanabilir niteliktedir. Her ne kadar benzerlikler bulunsa da vekâlet sözleşmesi ile aralarında farklılıklar da bulunmaktadır. Vekâlet sözleşmesi sözleşme ile kurulurken, yönetim kurulu derneğin zorunlu bir organı olarak onun bir parçası konumundadır.
Yönetim kurulu üyelerinin özen yükümlüğüne bakacak olur isek kanunumuzda bu yönetim kurulu üyelerinin özen borcuna dair bir düzenleme olmasa da vekalet sözleşmesindeki vekilin özen borcuna ilişkin hükümleri burada kıyasen uygulanabilir. Dernek yönetim kurulu üyelerinin görevlerini düşünürsek özen borcuna ilişkin bazı unsurlar ortaya çıkmaktadır. Öncelikli olarak yönetim kurulu üyelerinin dürüstlük kuralına uygun davranmaları gerekmektedir. Bunun için de kararlar derneğin yararına en uygun olacak şekilde alınmalıdır. Derneğin olağan yönetim işlerini yaparken de derneğin amacına en uygun olacak şekilde hareket edilmelidir. Bu doğrultu da derneğe personel seçiminde gerekli özen gösterilmeli, derneğin gelir ve gider hesapları konusunda dikkatli davranılmalı ve dernek üçüncü kişilere karşı en iyi şekilde temsil edilmelidir.
Bir diğer yükümlülük ise derneğe karşı sadakat yükümlülüğüdür. Yönetim kurulu ile dernek arasında bir güven ilişkisi vardır. Sadakat yükümlülüğü, özen yükümlülüğünden farklı olarak, yönetim kurulu üyeliği sona erdiğinde de devam etmektedir. Yönetim kurulu üyeliği devam ederken derneğin amacı ve menfaati için en uygun işleri yaparken ve derneğin aleyhine olacak durumlardan kaçınırken, yönetim kurulu üyeliği bittikten sonra da dernekle ilgili sırları saklamak ve dernek menfaatine aykırı işler yapmamak durumundadır. Ayrıca yönetim kurulu üyeleri derneğin talimatlarına uymak ve derneğe karşı hesap vermek yükümlülüğü altındadır.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Derneğe Karşı Yükümlülüklerinin İhlali
Yönetim kurulu üyeleri, yükümlülüklerini yerine getirmek ve derneğin menfaatine en uygun şekilde hareket etmek zorundadır. Bu yükümlülüklerini yerine getirmediği durumlarda ise ortaya bir zarar çıkabilmektedir. Yönetim kurulu üyeleri ile dernek arasındaki ilişki vekalet sözleşmesi gibi nitelendirildiği için, yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarını ihlal ettiği durumlarda da sözleşmeden kaynaklanan sorumluluk hükümlerine gidilecektir. Bu sebeple yönetim kurulu üyesinin sorumluluğuna gidebilmemiz için ortada bir yükümlülüğün ihlali, ortaya çıkmış bir zarar, zarar ile ihlal arasında nedensellik bağı ve yönetim kurulu üyesinin kusuru bulunmalıdır. Bu zarar derneğin menfaatine aykırı düşecek şekilde üçüncü kişilerle sözleşme yaparak derneği zarara uğratma gibi yapma eylemleriyle olabileceği gibi aynı zamanda dernek genel kurulu veya yönetim kurulunun talimatlarına uymama, verilen görevleri yerine getirmeme gibi yapmama eylemleriyle de olabilir.
Yönetim kurulu üyelerinin yükümlülüklerini ihlal ettiği durumlarda çoğunlukla maddi zarar olarak ortaya çıkmaktadır. Örneğin derneğin vergi borcunu zamanında ödemeyerek ceza almasına sebep olması ya da bir taşınmazı rayiç bedelin çok daha üzerinde bir fiyata satın alması gibi. Bu şekilde yönetim kurulu üyesinin yükümlülüğünü ihlal etmesi sonucu ortaya çıkan maddi zararlarda Türk Borçlar Kanunu’nun 114. maddesinden hareketle haksız fiile ilişkin hükümler burada uygulanacaktır. Buradan hareketle yönetim kurulu üyesi, derneğin malvarlığında sebep olduğu eksilmeyi giderecektir. Zararın hesaplanamadığı durumlarda ise hakim zararın miktarını olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde bulundurarak hakkaniyete uygun olarak belirler.
Yönetim kurulu üyesinin sorumluluklarını ihlali yalnızca maddi zarara sebebiyet vermemektedir. Davranışları sonucunda derneğin kişilik değerlerine zarar verecek sonuçlar ortaya çıkmışsa derneğin manevi tazminat talep etme hakkı doğar. Önceleri tüzel kişilerin kişilik haklarının zarar görebileceği kabul edilmemekteydi. Bu nedenle de tüzel kişilerin manevi tazminat talep etme hakkı bulunmamaktaydı ancak bu görüş zaman içerisinde değişti ve günümüzde tüzel kişilerin kişilik haklarının zedelenebileceği görüşü ağırlık kazanmaktadır. Tüzel kişiler her ne kadar gerçek insanlar gibi acı çekmeseler de onların da toplum içerisinde bir konumları ve saygınlıkları bulunmaktadır. Bu nedenle yönetim kurulu üyesinin derneğin ismine zarar verici hareketlerde bulunması ya da derneğin toplum içerisindeki saygınlığına zarar vermesi gibi hallerde derneğin yönetim kurulu üyelerine karşı manevi tazminat talep edebilme hakkı doğmaktadır.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Üçüncü Kişilerle Olan İşlemlerinden Dolayı Sorumluluğu
Yönetim kurulu üyeleri, derneğin olağan yönetim işlerinin yanı sıra derneğin amacına uygun olarak derneği temsilen üçüncü kişilerle ilişkiye girerler. Derneği temsilen yaptıkları bu işlerden doğan tüm sonuçlar da derneği bağlamaktadır. Bu sebeple yönetim kurulu üyesinin üçüncü kişilerle ilişki içerisindeyken ortaya hukuka aykırı bir sonuç doğacak olursa bundan dernek bizzat sorumlu olacaktır. Ancak Türk Medeni Kanunu’nun 51. maddesinin üçüncü fıkrasındaki hükme göre organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludur. Üyenin eyleminden dolayı zarar gören üçüncü kişi derneğe karşı dava açabileceği gibi aynı zamanda yönetim kurulu üyesine karşı da dava açabilecektir. Yönetim kurulu üyesine dava açılmadığı durumda derneğin yönetim kurulu üyesine rücu etme hakkı bulunmaktadır.
Yönetim Kurulu Üyesinin Derneği Yetkisiz Temsilinin Sonuçları
Yönetim kurulu üyeleri derneği temsil edip üçüncü kişilere karşı derneği temsil ederken kendisine verilen yetkinin sınırlarını aşabilmektedir. Yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini aştığı durumlarda yapmış olduğu işlem dernek tarafından onaylanıncaya kadar askıda geçersizdir. Yapılan işlem onandığı zaman en başından itibaren geçerli bir işlemmiş gibi hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır ancak dernek, yapılan işlemi onaylamazsa bu sefer başından itibaren geçersiz bir işlem olacaktır ve derneğin sorumluluğundan çıkacaktır. Bu durumda ortaya çıkan tüm zarardan derneği yetkisiz temsil eden yönetim kurulu üyesi sorumlu olacaktır. Yetkisiz temsilden dolayı zarar gören kişinin, uğradığı zararın giderilmesini yetkisiz temsil edenden isteyebilmesi için durumun şartlarından üyenin temsil yetkisini aştığını bilmemesi ya da bilemeyecek durumda olması gerekmektedir.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğunu Azaltan veya Ortadan Kaldıran Durumlar
Yönetim kurulu üyesinin yükümlülüklerini ihlal ettiği her durumda sorumluluğuna gidilmemektedir. Zarar ortaya çıkmadan önce sorumsuzluk anlaşması yaparak ortaya çıkan zarardan dolayı kısmen veya tamamen sorumlu olmayacağını kararlaştırabilirler ancak sorumsuzluk anlaşması her durumda geçerli değildir. Yöneticinin ağır kusurundan kaynaklı olarak ortaya çıkan zararlardan sorumlu tutulmayacağına dair yapılan anlaşmalar geçersizdir. Bu sebeple dernek tüzüğüne konulacak bir madde ile yönetim kurulu üyesinin hafif ihmalinden ortaya çıkan zarardan sorumluluğunun kısmen veya tamamen ortadan kaldırılabileceğine dair sorumsuzluk anlaşması imzalanabilecektir.
Sorumluluğu ortadan kaldıran bir diğer durum ise yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesidir. Genel kurulda alınan ibra kararı ile birlikte artık yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu ortadan kalkabilecektir ancak verilen ibra kararı yalnızca genel kurulda gündeme gelen konular açısından geçerli olacaktır. Bu sebeple genel kurulda gündeme gelmeyen bir konudan dolayı ortaya çıkan zarar için yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu devam etmektedir. Ayrıca ibra kararları geleceğe etkili değildir. İbradan sonraki dönemi kapsamamaktadır.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Yükümlülüklerini İhlalinin Hukuki Sonuçları
Yönetim kurulu üyeleri ile dernek arasındaki ilişki sözleşmesel niteliktedir. Bu sebeple yönetim kurulu üyesinin dernek tüzüğünde ve kanunda yazılı olan görevlerini gereği gibi yerine getiremediği durumlarda derneğin yönetim kurulu üyesine karşı elinde iki farklı hukuki imkan bulunmaktadır. Bunlar; aynen ifa ve tazminattır.
Borçlar hukukunda borçlunun borca aykırı davranması durumunda alacaklıya tanınan haklardan birisi aynen ifadır. Aynen ifası mümkün olan bir borç söz konusu olduğu durumda alacaklı borçludan borcunun aynen ifasını isteyebilmektedir. Dernek ile yönetim kurulu üyesindeki arasındaki ilişkinin temeli güvene dayandığı için her durumda aynen ifa isteyebilmek mümkün değildir. Bu sebeple işin niteliği itibariyle aynen ifayı mümkün kılabilen durumlarda derneğin yönetim kurulu üyesinden aynen ifayı isteyebilme hakkı vardır. Yönetim kurulu üyesinin yükümlülüklerini ihlal etmesi durumunda derneğe tanınan bir diğer hak ise tazminattır. Görevini gereği gibi yerine getiremeyen yönetim kurulu üyesinden tazminat istenebileceği gibi eğer yönetim kurulu üyesi dernekte ücretle çalışıyor ise bu tazminatı ücretinden mahsup edebilir.
Yükümlülüklerini İhlal Eden Yönetim Kurulu Üyesine Karşı Dernek İçi Yaptırımlar
İhlal sonrası derneğe tanınan haklardan biri de yönetim kurulu üyesinin azli yani görevden alınmasıdır. Türk Medeni Kanunu’nda veya Dernekler Kanunu’nda açıkça belirtilmiş olmasa da yönetim kurulu üyelerini azletme yetkisi genel kurula aittir. Haklı sebebin varlığı halinde genel kurul yönetim kurulu üyesini görevden alabilecektir. Dernek tüzüğünde haklı sebeplerin ne olduğuna dair bir hüküm olmasına da gerek yoktur. Bu konuda takdir yetkisi dernek genel kuruluna aittir. Ayrıca dernek tüzüğüne de yönetim kurulu üyesinin görevden alınamayacağına dair konan hükümler ise geçersiz sayılacaktır.
Dernekler Kanunu’ndaki Ceza Hükümleri
5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 32. Maddesinde kanun hükmüne uymayanlara uygulanacak cezalar düzenlenirken yönetim kurulu başkanına karşı da ceza hükümleri konmuştur. Her ne kadar madde de dernek yöneticileri geçse de 33. madde de belirttiği üzere dernek yöneticilerinden kasıt yönetim kurulu başkanıdır. Yönetim kurulu başkanına uygulanacak cezalardan bazıları şunlardır;
“Madde 32- (Değişik: 23/1/2008-5728/558 md.)
…a) Dernek kurma hakkına sahip olmadıkları halde dernek kuranlar veya derneklere üye olmaları kanunlarla yasaklandığı halde dernek üyesi olanlar ile derneklere üye olması kanunlarla yasaklanmış kişileri bilerek dernek üyeliğine kabul eden veya kaydını silmeyen veya dernek üyesi iken derneklere üye olma hakkını kaybeden kişileri dernek üyeliğinden silmeyen dernek yöneticilerine beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.
b) Genel kurulu süresinde toplantıya çağırmayan, genel kurul toplantılarını kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak veya dernek merkezinin bulunduğu veya tüzüğünde belirtilen yer dışında yapan dernek yöneticilerine beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Mahkemece, kanun ve tüzük hükümlerine aykırı olarak yapılan genel kurul toplantılarının iptaline de karar verilebilir.
c) Yurt dışı yardımı bankalar aracılığıyla almayan dernek yöneticilerine, bu şekilde alınan paranın yüzde yirmi beşi oranında idarî para cezası verilir.
d) Derneğe ait tutulması gereken defter veya kayıtları tutmayan veya tasdiksiz defter tutan dernek yöneticileri üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu defter ve kayıtların usulüne uygun tutulmaması halinde dernek yöneticilerine ve defterleri tutmakla sorumlu kişilere beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Adına yetki belgesi düzenlenmediği halde gelir toplayanlar ile bilerek bu şekilde gelir toplanmasına izin veren yönetim kurulu üyelerine bin Türk Lirası idarî para cezası verilir.
e) Genel kurul ve diğer dernek organlarında yapılan seçimler ve oylamalar ile oyların sayım ve dökümüne hile karıştıranlar ve defter veya kayıtları tahrif veya yok edenler veya gizleyenler, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır. f) Her ne suretle olursa olsun kendisine tevdi olunan derneğe ait para veya para hükmündeki evrak, senet veya sair malları kendisinin veya başkasının menfaatine olarak sarf veya istihlâk veya rehneden veya satan, gizleyen, imha, inkâr, tahrif veya tağyir eden yönetim kurulu başkanı ve üyeleri veya denetçiler ile derneğin diğer personeli Türk Ceza Kanununun güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin hükümlerine göre cezalandırılır. Ayrıca, mahkeme yargılama sırasında sanıkların, organlardaki görevlerinden geçici olarak uzaklaştırılmasına da karar verebilir.
…
l) 22 ve 24 üncü maddelerde belirtilen bildirim yükümlülüğünü, 19 uncu maddede belirtilen beyanname verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen dernek yöneticilerine ve 24 üncü maddede belirtilen temsilcilere beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.
m) 26 ncı maddede belirtilen tesisleri izinsiz açan dernek yöneticilerine beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir ve tesisin kapatılmasına da karar verilebilir.
n) 28 inci maddede belirtilen kelimeleri izinsiz kullanan veya 29 uncu maddede belirtilen yasaklara, yazılı olarak uyarılmalarına rağmen, aykırı hareket eden dernek yöneticileri, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır ve derneğin feshine de karar verilir.
o) 30 uncu maddenin (a) bendinde belirtilen yasağa aykırı hareket eden dernek yöneticileri elli günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır. Aynı maddenin (c) bendine aykırı faaliyette bulunan dernek yöneticileri, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır ve tesisin kapatılmasına da karar verilir.
p) 30 uncu maddenin (b) bendinde belirtilen kurulması yasak dernekleri kuranlar ile bu bende aykırı harekette bulunan dernek yöneticileri fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve elli günden az olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır ve derneğin feshine de karar verilir.”