You are currently viewing Mirastan Feragat Sözleşmesi

Mirastan Feragat Sözleşmesi

Mirastan feragat yani vazgeçme sözleşmesinin tam iki taraflı bir sözleşmedir. Sözleşmede, bir tarafta miras bırakan diğer tarafta ise miras hakkından vazgeçen mirasçı bulunmaktadır. Mirasçı, bu sözleşme ile bir menfaat karşılığında veya bir menfaati olmadan saklı pay ve miras hakkından feragat etmektedir. Miras sözleşmesinden farklı olarak burada miras bırakan ölüme bağlı tasarrufta bulunurken mirasçı sağlar arası tasarrufta bulunmaktadır.

Bu sözleşme ile her iki taraf da miras hakkından vazgeçebileceği gibi sadece bir tarafın miras hakkından vazgeçmesi de söz konusu olabilmektedir. Birinci durumda çift taraflı mirastan feragat sözleşmesi yapılırken, ikinci durumda tek taraflı mirastan feragat sözleşmesi yapılmaktadır. Mirastan feragat sözleşmesin resmi şekilde yapılması şarttır. Aşağıda mirastan feragat sözleşmesinin hukuki niteliği, şartları ve hükümleri kısaca açıklanmıştır.

I. Feragat Sözleşmesinin Miras Sözleşmesi Şeklinde Yapılması Şarttır.

Mirastan feragat sözleşmesi tam anlamıyla miras sözleşmesi niteliğinde değildir. Miras sözleşmesinin esas amacı miras bırakanın ölüme bağlı tasarruflarını içerir. Her ne kadar miras sözleşmesi niteliğinde olmasa da mirastan feragat sözleşmesinin de resmi vasiyetname şekline uygun olarak yapılması şarttır. Mirastan feragat eden taraf için sağlar arası bir işlem olsa da miras bırakan tarafından yapılan işlem ölüme bağlı tasarruf sayıldığından mirastan feragat sözleşmesi de resmi şekilde yapılma şartına bağlıdır. Uygulamada noterlikte ve sulh hukuk mahkemelerinde mirastan feragat sözleşmesi yapılmaktadır.Feragat Sözleşmesi Tek Tarafın Feragatı Veya İki Tarafın Feragatı İle Yapılabilmektedir.

Öncelikle miras sözleşmesinin taraflarının belirlenmesi gerekmektedir. Sözleşmenin bir tarafında miras bırakan bulunurken diğer tarafında saklı pay ve miras hakkından vazgeçecek olan mirasçı yer almaktadır. Bu mirasçı saklı paylı mirasçıdır. Saklı paylı olmayan mirasçıyla feragat sözleşmesi yapılmasına gerek yoktur çünkü miras bırakan saklı pay dışında kalan malvarlığını dilediği kişiye tasarruf edebilmektedir. Saklı paylı olmayan kişiye yapacağı tasarrufu vasiyetname yoluyla veya miras sözleşmesi ile yapabilecektir. Miras bırakan miras sözleşmesi ile bağlıdır ve kural olarak bu sözleşmeden tek taraflı olarak dönemeyecektir ama bu halde dahi her zaman feragat sözleşmesine ihtiyaç yoktur. Taraflar yazılı bir anlaşma ile miras sözleşmesine son verebilir. Miras sözleşmesine son vermeleri feragat sözleşmesi yaptıkları anlamına gelmemektedir. Yaptıkları anlaşma miras sözleşmesinin feshine ilişkin bir sözleşmedir ancak miras bırakan tek taraflı olarak tasarruf edebileceği kısmı feragat sözleşmesi şeklinde yapmak istediğinde buna bir engel bulunmamaktadır.

Feragat sözleşmesinde taraflardan biri miras bırakan diğeri feragat eden mirasçı ise burada tek taraflı bir miras sözleşmesi bulunmaktadır. Fakat genelde eşler arasında sıkça yapılan iki taraflı feragat sözleşmesi varsa burada artık her iki taraf da hem miras bırakan hem de feragat eden konumundadır. Burada iki taraf da miras hakkından vazgeçmektedir.

II. Feragat Sözleşmesi Bir Bedel Karşılığında veya Karşılıksız (İvazlı Veya İvazsız) Olarak Gerçekleştirilebilir.

Mirasçının saklı pay ve miras payından feragat etmesi kimi zaman bir menfaat karşılığında olurken kimi zaman da hiçbir menfaat elde etmeden gerçekleşebilmektedir. Bu durum TMK md. 528’de açıkça ifade edilmiştir. Sözleşme yapıldığı anda sağlar arası bir işlemle ivaz verilmektedir veya bu ivazın verilmesi taahhüt edilmektedir. Verilen ivaz terekeye oranla aşırı düşük bir karşılıksa burada doktrinde ağırlıklı görüş bu feragatin ivazsız olduğu yönündedir fakat bunun için oldukça iyi bir inceleme yapılması gerekmektedir.

Feragat sözleşmesi bedelsiz, menfaat elde etmenden de (ivazsız) gerçekleştirilebilir. Örneğin ailesinin malvarlığından faydalanmak istemeyen mirasçının bu hakkından feragat etmesi gibi. Bu durumda hiçbir menfaat elde etmeden yapılan feragat sözleşmesi ivazsızdır.

III. Mirastan Feragat Sözleşmesinin Feragat Edenin Altsoyuna Etkileri

TMK md. 528 feragatin altsoya etkisini ivazlı feragat ve ivazsız feragat durumuna göre ayrı ele almıştır. Buna göre eğer feragat ivazlı ise feragatin sonuçları altsoya da etki ederek altsoy da mirastan hak alamayacaktır. Bunun nedeni ise zaten miras payından bir menfaat karşılığında vazgeçilmiştir ve dolaylı olarak bu menfaatin altsoya da sirayet ettiği kabul edilmektedir. Aksi sözleşme ile kararlaştırılabilecektir.

İvazsız feragatte ise durum farklıdır. Her ne kadar TMK md. 528’de ivazsız feragat halinde ne olacağı düzenlenmemiş olsa da metnin aksi anlamından çıkan sonuca göre, hiçbir menfaat elde edilmeden feragat edilen miras hakkı nedeniyle altsoyun zarar görmesini engellemek amacıyla ivazsız feragat altsoyu etkilememektedir. Altsoy böylece miras hakkından faydalanabilecektir. İsviçre hukukunda böyle bir ayrım bulunmamaktadır.

Mirastan feragat edilmesi durumunda ve bu feragat alt soya etki ederek altsoyun da miras hakkından faydalanmasını engellerse ya da altsoyu hiç yoksa bu durumda feragat edilen miras payı ya açıkça gösterilen kişiler lehine yapılmıştır ya da bu feragat hiç kimse lehine yapılmamıştır. Bu durumda feragat TMK md. 529’a göre en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış olur.

IV. Feragat Sözleşmesinin Hükümden Düşmesi

Mirastan feragat sözleşmesinin hükümden düşmesi iki durumda gerçekleşmektedir. Birinci durumda bir kişi lehine yapılmış olan mirastan feragat sözleşmesinde lehine sözleşme yapılan kişinin mirasçı olamaması halinde feragat hükümden düşmektedir. İkinci durumda ise bir kişi lehine yapılmayan mirastan feragat sözleşmesinde en yakın ortak kökün altsoyu lehine yapılmış sayılması ve lehine yapılmış sayılan kişilerin herhangi bir sebeple mirasçı olamaması durumunda feragat yine hükümden düşmektedir

SONUÇ

Mirastan feragat sözleşmesinin sonucunda mirasçı miras hakkını ve mirasçı sıfatını da kaybeder. Mirastan tamamıyla feragat edilebileceği gibi belirli bir kısmından da feragat edilebilmektedir. Bu durumda geri kalan kısım içim mirasçılık hak ve sıfatı doğmuş olacaktır. Mirastan feragatin bir bedel, menfaat karlığında yapılıp yapılmadığı feragatin altsoya etkisi yönünden belirleyici olmaktadır.

ÖRNEK YARGITAY KARARLARI

Yargıtay Hukuk Genel Kurul Esas: 2000/2-1307, Karar: 2000/1555, Karar Tarihi, 25.10.2000

“2 – Mirastan feragat sözleşmesi resmi vasiyet şeklinde yapılmadıkça muteber olmaz (MY. md. 475-492 Y. İç. B.K. 11/02/1959 ta. 16/14 S.K.). Taraflar arasındaki sözleşme adi yazılı olduğundan geçersizdir. Geçersiz sözleşmeye istinaden taraflar verdiklerini geri alacaklarına göre, senet iptali davasının (mirastan feragat sözleşmesinin iptali davasının) kabulü, miras payından feragat karşılığı verilen menkul malların ve hayvanların iadesine karar verilmesi gerekirken bu yönden de talebin reddi bozmayı gerektirmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.”

Yargıtay 8.Hukuk Dairesi Esas: 2013/10751 Karar: 2013/11676 Karar Tarihi:12.09.2013

“ÖZET: Davaya konu noter sözleşmelerinin düzenlenmesinin amacı miras bırakanların sahip olduğu mal varlığının taksimine yönelik olup, bu halde davada dayanılan hukuki sebep mirastan feragat olmayıp, miras taksimine ilişkin olduğunun gözetilmesi gerekir.

Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda davacılar vekilinin talebi mirastan feragat sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğundan davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Mirastan feragat sözleşmesi miras bırakanla gelecekteki muhtemel mirasçısı arasında düzenlenen, ileride doğacak miras hakkına dair beklentiden karşılık alınarak veya bir karşılık alınmadan kısmen veya tamamen vazgeçmeye dair iki taraflı bir sözleşmedir. Mirastan feragat sözleşmesinin konusunu murisin halen hayatta bulunması sebebiyle miras geçmediğinden miras hakkı değil buna dair beklenti oluşturmaktadır. TMK’nın 528. maddesine göre, miras bırakan bir mirasçıyla karşılıksız veya karşılık sağlanarak böyle bir sözleşmeyi yapabilir. Bu açıklamalar ışığında dosyada bulunan ve aynı gün birbirini takip eden yevmiye numaralarıyla düzenlenen sözleşmeler birlikte incelendiğinde, ortak murislerin amacının davacı veya davalıları bir takım miras hakkına dair beklentiden mahrum etmek yönünde olmadığı, aynı şekilde davacılar veya davalıların da kısmen ya da tamamen de olsa miras hakkına dair beklentiden feragat etmedikleri saptanmıştır. “

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Esas: 2007/2597 Karar: 2007/4205 Karar Tarihi: 15.03.2007

743 Sayılı Türk Kanunu Medenisinin 475. maddesinde <bir kimse, mirasçılar­dan biri ile ivazlı veya ivazsız, mirasçılıktan feragat mukavelesi yapabilir. Bu suretle feragat eden kimse; mirasçı sıfatını zayi eder. Feragat mukavelesi ivazlı olduğu takdirde hilafı şart edilmedikçe feragat eden kimsenin füruuna da müessir olur> denilmektedir.

Mirastan feragat eden mirasçı, tereke ile ilişkisini tüm olarak kesmiş sayılmaz. Miras açıldığında (TMK md.539) terekenin borcu alacaklarından çok olup ta mirasçı olanlar bunu ödemeye yanaşmazsa, mirastan feragat eden kişi önceki beş yıl içinde miras bırakandan feragatin ivazı (karşılığı) olarak aldığı şeyi ve semeresinden elinde kalanı geri vermekle yükümlüdür. (TMK md. 477) Öte yandan hakkında tenkis davası açıldığı zaman mirastan feragat eden mirasçı, sözleşme ile aldığını geri vere­rek terekenin taksimine iştirak edebilir. (TMK m.516) Görülüyor ki mirastan feragat edenin mirasla ilişiği tamamen kesilmez.

Veraset belgesi istemek maddi bir olayın varlığını ikrar ve kişiler arasındaki irs ilişkisini tespit ettirmekten ibarettir. İsteğin bu niteliği itibariyle mahkemeye baş­vurmak mirasçının ne bir hakkının yitirilmesine ne de veraset durumunda bir deği­şiklik meydana getirilmesine yol açar.

Murisin çocukları Ş.Ö., M.Ö. ve F.B. mi­rastan feragat nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybetmişlerdir. Mirastan feragat sözleş­mesinin bulunması mirasçılık belgesi istemeye engel değildir. Ancak mirasçılık belgesinde bu hususa işaret edilmeli ve mirasçılık sıfatını yitiren kişilerin paylarının kime veya kimlere kaldığı hüküm fıkrasında gösterilmelidir. Bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”

Kaynakça :

İmre/Erman, Miras Hukuku,2018. İstanbul: DER Yayıncılık

Antalya, Gökhan, Miras Hukuku Cilt III, 2019. Ankara: Seçkin Yayıncılık