- Dernek Kavramı
Günümüz sosyal yaşamında büyük bir öneme sahip olan dernekler Türk Medeni Kanunu’nun 56. maddesinde yapılan tanımıyla “gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.” Anayasa’da koruma altına alınan sert çekirdek haklardan olan düşünceleri açıklama özgürlüğü ve toplanma özgürlüğüne dayanarak Anayasa’nın 33. maddesinde dernek kurma özgürlüğü anayasal güvence altına alınmıştır. Bu nedenle dernekler konusunda devletin pozitif yükümlülüğü vardır. Devlet, kişilerin dernek kurma özgürlüklerini kısıtlamayarak, gerekli kolaylıkları sağlamak borcu altındadırlar.
2. Kuruluş Bildirimi
Dernekler hukukuna hakim olan serbestlik ilkesi derneklerin kuruluş aşamasında da kendini göstermektedir. Bazı hukuk sistemlerinde derneklerin kuruluşu için idareden izin almak gerekse de Türk Hukuku’nda bildirim sistemi benimsenmiştir. Dernek kurma iradesiyle bir araya gelen kişilerin dernek tüzüğü, kuruluş bildirisi ve eklerini bölgenin en büyük mülki idare amirine vermeleriyle birlikte dernek tüzel kişilik kazanmış olur. Bu sebeple idarenin tüzük, kuruluş bildirimi ve eklerini incelemesinin derneğin tüzel kişilik kazanmasına etkisi yoktur. İncelemenin illerde sivil toplumla ilişkiler müdürlüğü tarafından 60 gün içinde tamamlanması gerekmektedir.
Kuruluş bildiriminde verilen belgelerden biri olan ve derneğin adeta anayasası konumunda olan dernek tüzüğünün içeriği Medeni Kanun madde 58’de ve Dernekler Kanunu madde 4’te düzenlenmiştir. Buna göre dernek tüzüğünde derneğin adı, amacı, gelir kaynakları, dernek üyelik koşulları, organları ve geçici yönetim kurulu üyelerinin gösterilmesi zorunludur.
Derneklerin amacına yönelik kanunda belirtilen kısıtlamaların bir benzeri derneklerin isimleri için de bulunmaktadır. Dernekler Kanunu madde 28 uyarınca dernekler Türk, Türkiye, Milli, Cumhuriyet, Atatürk, Mustafa Kemal, Şehit, Gazi kelimeleri ile bunların baş ve sonlarına getirilen eklerle oluşturulan kelimeler İçişleri Bakanlığının izni ile kullanabilirler. Ayrıca Dernekler Kanunu madde 29 uyarınca da mevcut veya mahkeme kararıyla kapatılmış veya feshedilmiş bir siyasî partinin, bir sendikanın veya üst kuruluşun, bir derneğin veya üst kuruluşun adını, amblemini, rumuzunu, rozetini ve benzeri işaretleri ya da başka bir ülkeye ve daha önce kurulmuş Türk devletlerine ait bayrak, amblem ve flamaları kullanmaları yasaktır.
İnceleme sonunda derneğin amacının Dernekler Kanunu madde 30’da sayılan kurulması yasak olan dernek veya faaliyetlere giriyorsa veya derneğin amacının hukuka veya ahlaka aykırı olduğu tespit edildiği durumda dernek başından itibaren tüzel kişilik kazanamayacaktır.
İnceleme sonucu hukuka aykırılık değil de eksiklik tespit edilmesi durumunda ise idare kuruculardan bu eksikliklerin giderilmesi gerektiğini yazı ile bildirir. TMK md. 60 hükmü gereği, Yazının kuruculara tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde belirtilen eksikliklerin giderilmediği takdirde valilik durumu Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbar eder ve savcılık da derneğin faaliyetinin durdurulması için yetkili mahkemeye başvurur. Tespit edilen eksikliklerin süresi içerisinde giderilmesi durumunda ise derneğe bu durum bildirilir ve dernek dernekler kütüğüne kaydedilir. Dernekler kütüğüne kaydedilen dernek, durumun kendisine bildirilmesinden itibaren altı ay içerisinde ilk genel kurul toplantısını yapmak ve organlarını oluşturmak zorundadır. Dernek bu süre içerisinde toplanamaz veya toplansa dahi zorunlu organlarını oluşturamaz ise dernek kendiliğinden dağılmış sayılır.
3. Amaç ve Kişi Unsuru
Dernekler, Türk Medeni Kanunu’nda yapılan en temel tanımıyla gerçek veya tüzel en az yedi kişinin gelir elde etmek dışında bir amaçla bir araya geldiği kişi toplulukları oldukları için amaç ve kişi unsurları bir derneğin en temel unsurlarıdır.
Dernekler Kanunu’nda dernek kurucu üyesi olmak için yalnızca ehliyet şartı öngörülmüştür. Kanunun üçüncü maddesine göre fiil ehliyetine sahip gerçek ve tüzel kişiler dernek kurma hakkına sahiptir. Fiil ehliyeti şartı olduğu için ayırt etme gücüne sahip kısıtlıların dernek kurucu üyesi olma hakkı bulunmamaktadır. Çocuk dernekleri açısından da kurucu üyelik için on beş yaş sınırı getirilmiştir. Dernekler Kanunu’nun üçüncü maddesinin ikinci fıkrasına göre Türk Silahlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu kurum ve kuruluşlarının memur görevlileri hakkında özel kanunla getirilen sınırlamalar da kurucu üyelik bakımından geçerlidir. Yabancılar da Türkiye’de yerleşim hakkına sahip olmak şartıyla dernek kurucu üyesi olabilirler.
Derneklerin en az kişileri kadar önemli diğer unsuru ise derneğin amacıdır. Dernekler hukukunda serbestlik ilkesi ağır bastığı için derneğin amacı konusunda bir kısıtlamaya gidilmemiştir. Derneklerin amacı konusunda çizilen sınır ise amacın hukuka ve ahlaka aykırı olmamasıdır. Bir diğer sınırlama ise dernek amacının kazanç paylaşma dışında olmasıdır. Bu bakımdan da dernekler bir diğer kişi topluluklarından olan ticaret ortaklıklarından ayrılmaktadır. Bir derneğin amacının hukuka ve ahlaka aykırı olması derneğin kapatılma nedeni sayılacağından hukuka aykırı olarak kurulmaya çalışılan dernek tüzel kişiliğini kazanamadan sicilden silinecektir. Dernek kuruluş amacının yalnızca hukuka ve ahlaka uygun değil aynı zamanda gerçekleştirilmesi mümkün de bir amaç olmalıdır. Örneğin “dinozorları koruma ve yaşatmak” amacıyla kurulmaya çalışılan bir dernek, amacının gerçekleşmesinin imkansız olması nedeniyle tüzel kişilik kazanamayacaktır.
4. Dernek Türleri
Dernekler, faaliyet alanlarına göre farklı kategorilere ayrılır. Kamuoyunda en bilinen dernek türü olarak ise kamu yararına çalışan derneklerdir. Kamu yararına çalışan dernek sıfatı, kuruluş ile birlikte değil sonradan elde edilen bir sıfattır. Bir derneğin kamu yararına çalışan dernek statüsüne sahip olabilmesi için Dernekler Kanunu’nun 27. maddesinde iki koşul öngörülmüştür; öncelikle derneğin en az bir yıldır faaliyette bulunması gerekmektedir, ikinci koşul ise derneğin tüzüğünde yer alan amacının ve bu amaca ulaşmak için gerçekleştirdikleri faaliyetlerin topluma yararlı nitelikte olmasıdır.
Kamu yararına çalışan dernek statüsünü elde etmek isteyen dernek, valilik görüşü ile İçişleri Bakanlığı’na başvurur. Başvuru sonrası uygun görülürse eğer Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile dernek kamu yararına çalışan dernek sıfatını ve konumun elde eder. Kamu yararına çalışan dernek olmanın dernekler açısından birtakım ayrıcalıkları vardır. Normalde derneklerin mülki idare amirinin izni olmadığı sürece yardım toplamaları yasaktır ancak kamu yararına çalışan dernekler izin almaksızın yardım toplama yetkisine sahip olabilmektedir. Ayrıca diğer derneklerin aksine amacını gerçekleştirmek amacıyla ticari işletme işlettikleri takdirde tacir olarak sayılmamakta ve tacir sayılmaya bağlı sonuçlara tabi olmamaktadır. Diğer bir ayrıcalık ise emlak vergisi, veraset ve intikal vergisi ve katma değer vergilerinden muaf olunmasıdır. Kamu yararına çalışan dernekler her iki yılda bir denetime tabi olurlar ve bu denetim sonucunda kamu yararına uygun olarak faaliyette bulunmadıklarının tespit edilmesi durumunda kamu yararına çalışan dernek sıfatlarını kaybederler.
Dernekler gruplandırılırken yapılan bir diğer ayrım ise ticari işletme işletip işletmedikleri üzerinden yapılmaktadır. Medeni Kanun’un 56. maddesinde derneklerin tanımı yapılırken belirtildiği üzere, gelir paylaşmak amacıyla dernek kurulamaz. Bununla birlikte, dernekler kuruluş amaçlarını gerçekleştirebilmek için maddi kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Medeni Kanun’un 99. maddesinde belirtildiği gibi dernek gelirleri üye ödentisi, dernek faaliyetleri sonucunda veya dernek malvarlığından elde edilen gelirler ile bağış ve yardımlardan oluşur. Kanunda sayılanlar dışında derneklerin gelir elde edebilmesi için elinde olan bir diğer imkan ise ticari işletme işletilmesidir. Derneklerin geliri yalnızca derneğin tüzüğünde belirtilen amacı gerçekleştirmek için kullanılması şartıyla ticari işletme işletebilmelerine kanun izin vermiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 16. maddesine göre, ticari işletme işleten dernekler tacir sayılırlar ve eğer işletmiş oldukları ticari işletmenin sicile kaydı zorunlu ise ticaret siciline kaydedilirler. TTK’ya göre tacir sayıldıkları için de dernekler, tacir sayılmanın getirdiği tüm sonuçlara katlanmak zorundadır. Bu durumun istisnası ise kamu yararına çalışan dernekler işlettikleri ticari işletme nedeniyle tacir sayılmaları gerekmesine rağmen tacir sayılmamaktadır.
Dernekler Kanunu’nda düzenlenen bir diğer dernek tipi ise çocuk dernekleridir. Dernekler Kanunu’nun üçüncü maddesinde düzenlenen çocuk dernekleri, çocukların toplumsal, ruhsal, ahlakî, bedensel ve zihinsel yetenekleri ile spor, eğitim ve öğretim haklarını, sosyal ve kültürel varlıklarını, aile yapısını ve özel yaşantılarını korumak ve geliştirmek amacıyla yasal temsilcilerinin izniyle yalnızca on iki ile on sekiz yaş arasındaki küçüklerin üye olabildikleri derneklerdir. Çocuk derneklerine tüzel kişiler ve on sekiz yaşından büyükler kurucu ve üye olamazlar.
Derneklerin üst kuruluşları olan federasyon ve konfederasyon Medeni Kanun’da düzenlenmiştir (TMK md. 96-97). Buna göre; kuruluş amaçları aynı olan en az beş dernek bir araya gelerek federasyonu, kuruluş amaçları aynı olan en az üç federasyon ise birleşerek konfederasyonu oluşturur. Federasyon ve konfederasyonlar, kurulabilmek için gerekli olan asgari sayıların altına düştüğü takdirde üç ay içerisinde tekrar asgari şartları sağlamazlar ise konfederasyon ve federasyon kendiliğinden sona erecektir. Dernekler bağlı oldukları federasyonların genel kurulunda üç üye ile, federasyonlar da konfederasyonların genel kurulunda aynı şekilde temsil olunurlar.
Kaynakça
Dural, Mustafa, Türk Özel Hukuku Cilt II Kişiler Hukuku. Filiz Kitabevi, 2015.
Oğuzman, Kemal, Kişiler Hukuku. İstanbul: Filiz Kitabevi, 2020.
SAKA, Zafer, Dernekler Hukuku. İstanbul: Vedat Kitapçılık, 2010.