I. Giriş
İş kazası ve meslek hastalığı, mesleki riskler olarak tanımlandıkları ve bazı ortak özelliklere sahip oldukları için aynı sigorta kolu içerisinde düzenlenmişlerdir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK), kısa vadeli sigorta kollarından olan iş kazası ve meslek hastalığı sigortasında, iş kazaları ile meslek hastalıklarına aynı hukuksal sonuçları bağlamıştır.
Öyle ki iş kazası ve meslek hastalığı risklerini, iki ayrı madde (SSGSSK. m. 13 ve 14) içinde düzenlemekle birlikte, sigortalıya veya sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine yapılacak yardım ve öteki konularda aynı esasları benimsemiştir. Bu nedenle, yapılacak sigorta yardımlarında özdeşlik söz konusudur. Burada önce sigortalının bizzat kendisine, daha sonra iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahibi kimselerine yapılacak yardımlar incelenecektir.
II. İş Kazası nedir?
İş kazası, aşağıda bahsedilecek olan hallerde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaylardır.
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen olaylardır.
Meslek Hastalığı Nedir?
Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.
III. Sigortalıya Yapılacak Yardımlar
5510 sayılı Kanun, iş kazası ve meslek hastalığı kapsamında sigortalıya yapılacak yardımlar bakımından sadece parasal yardımları düzenlemişse de, sağlık yardımları aynı kanunun farklı bölümünde başta Genel Sağlık Sigortası olmak üzere düzenlenmiştir.
Sosyal sigorta kapsamında yapılacak parasal yardımlar, sigortalının karşı karşıya kaldığı riskler karşısında ücret kaybını önlemek, sigortalıya belirli bir ekonomik güvence sağlamak amacını taşır. Bu tür yardımların önkoşulu sigortalının uğradığı iş kazası veya yakalandığı meslek hastalığı sonucu, meslekte kazanma gücünün kısmen veya tamamen kaybedilmesidir.
A. Parasal Yardımlar
5510 sayılı Kanunda iş kazası ve meslek hastalığı halinde sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine sağlanacak parasal yardımlar şöyle belirlenmiştir:
a) Sigortalıya; geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi,
b) Sigortalıya, sürekli iş göremezlik geliri bağlanması,
c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması,
d) Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına, evlenme ödeneği verilmesi,
e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için, cenaze ödeneği verilmesi
B. Geçici iş Göremezlik Ödeneği
İş kazası ve meslek hastalığı durumlarında geçici iş göremezlik ödeneği verilebilmesi için, sigortalının belirli bir süre çalışmış ve Kuruma belirli bir miktar prim ödemiş olma koşulu aranmaz.
Buna karşılık tarım ve orman işlerinde süreksiz olarak çalışanlar ile Ek m. 9 kapsamında bir ay içinde 10 günden az ev hizmetlerinde çalışan sigortalılara; iş kazasının olduğu tarihten en az on gün önce tescil edilmiş olmaları, sigortalılıklarının sona ermemiş olması ve prim ve prime ilişkin herhangi bir borcunun bulunmaması şartıyla bu Kanuna göre iş kazası veya meslek hastalığından dolayı geçici iş göremezlik ödeneği verilir (SSGSSK. Ek m. 5/5; Ek. m. 9/9).
18. maddenin birinci fıkrası uyarınca, sigortalıya iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından geçici iş göremezlik ödeneğinin verilebilmesi için, iş göremezlik durumunun, sözleşmeli ya da sözleşmesiz sağlık hizmet sunucularında Sağlık Bakanlığı’nca yetkilendirilen hekimlerden alınmış bir istirahat raporu ile belgelenmesi de zorunludur.
5510 sayılı Kanunun, “Ödenek ve gelirlere esas tutulacak günlük kazanç” kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde verilecek ödeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabında sigortalının günlük kazancı esas alınacaktır.
Geçici iş göremezlik ödeneği sigortalıya belirli bir süreyle sınırlı olmaksızın sağlık durumuna göre, tedavi ve istirahatin devam ettiği sürece verilir. Söz konusu ödenek, hastalık sigortasından farklı olarak iş göremezliğin ilk gününden başlanarak ödenir.
C. Sürekli İş Göremezlik Ödeneği
Sürekli iş göremezlik ise, sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve engeller nedeniyle, mesleğinde hiç çalışamayacak ölçüde kazanma gücünü tümden yitirmiş olmasını ya da mesleğinde çalışmasını sürdürebilmekle birlikte, kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunması durumunu ifade eder.
“Meslek” deyiminden neyin anlaşılacağı, Güç Kaybı Yön. m. 21’de belirtilmiştir: “İş kazasının meydana geldiği veya meslek hastalığının başladığı zaman hizmet akdine göre yapmakta olduğu iş sigortalının mesleği sayılır. Kurum bu mesleğin tespitinde sigortalının çalıştığı işyerinden alınacak belgeyi esas tutabileceği gibi, bu hususu kendi yetkili elemanları vasıtasıyla, inceletmeye ve buna göre karar vermeye yetkilidir”. Meslekte kazanma gücünün kayıp oranı, sigortalının bedence veya ruhça uğradığı arıza veya sakatlığın niteliği göz önüne alınarak, Çalışma Güç Kaybı Yönetmeliğinde gösterilen cetvellere göre saptanmaktadır
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, sigortalının iş kazasına maruz kaldığı veya meslek hastalığına yakalandığı sırada icra etmekte olduğu mesleğindeki kazanma gücünü yitirmesidir. Örneğin, mesleğinde %10’dan az olmayacak derecede kazanma gücünü yitirmiş bir sigortalı, başka bir meslekte kazanma gücüne sahip ise, yine iş kazası ve meslek hastalığı sigortası açısından sürekli iş göremezlik durumu söz konusu olacaktır.
İşte bu durumun Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden tespit edilmesi halinde, sigortalıya bağlanacak gelire sürekli iş göremezlik geliri denilir (SSGSSK. m. 19/1)
Sürekli İş Göremezlik hali kendi içinde kısmi ve tam olarak ikiye ayrılır.
Sürekli Kısmi iş göremezlik halinde meslekte kazanma gücü %10 ile %99.9 arasında kaybedilmiştir.
Bu gelir, sürekli tam iş göremezlik gelirinden hareketle hesaplanır; bunun iş göremezlik derecesi oranındaki miktarı sürekli kısmi iş göremezlik geliridir (SSGSSK. m. 19/3). Sürekli kısmi iş göremezlik geliri alan sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise, gelir bağlama oranı %100 olarak uygulanır (SSGSSK. m. 19/3)
Sürekli tam iş göremezlik halinde ise meslekte kazanma gücü %100 oranında kaybedilmiştir.
Meslekte kazanma gücünü tamamen (%100) yitiren, yani sürekli tam iş göremezlik durumuna düşen sigortalılara bağlanacak sürekli tam iş göremezlik geliri, sigortalının 17. maddeye göre hesaplanan aylık kazancının %70’i oranında olacaktır. Sigortalı, başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlama oranı %100 olarak uygulanır (SSGSSK. m. 19/3)
Bağımsız çalışanlara sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için, kendi sigortalılığından dolayı, genel sağlık sigortası dahil prim ve her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.
İş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan sigortalının, tedavisini yapan hekim tarafından bildirilen önlemlere ve yapılan önerilere uymaması, Kurumca kendisine bağlanmış olan geçici iş göremezlik ödeneği gibi, sürekli iş göremezlik gelirini de olumsuz yönde etkileyebilecektir. Gerçekten, Kanun hekim tavsiyelerine uymamaya, gelirin belirli oranda eksiltilmesi sonucunu bağlamış bulunmaktadır.
Buna göre, ceza sorumluluğu olmayanlar ile kabul edilebilir bir mazereti olanlar hariç, sigortalının iş kazası, meslek hastalığı nedeniyle hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzamasına veya iş göremezlik oranının artmasına, malül kalmasına neden olması halinde, uzayan tedavi süresi veya artan iş göremezlik oranı esas alınarak dörtte birine kadarı Kurumca eksiltilir (SSGSSK. m. 22/1)
Ayrıca 5510 sayılı Kanuna göre, ceza sorumluluğu olmayanlar hariç, iş kazasına kendi ağır kusuru yüzünden uğrayan, meslek hastalığına tutulan veya hastalanan sigortalının kusur derecesi esas alınarak üçte birine kadarı Kurumca eksiltilir (SSGSSK. m. 22/1)
Sigortalının Ölümü Halinde Hak Sahiplerine Yapılan Parasal Yardımlar
Hak sahibi kimdir?
Sigortalının veya sürekli iş göremezlik geliri ile malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta olanların ölümü halinde, gelir veya aylık bağlanmasına veya toptan ödeme yapılmasına hak kazanan eş, çocuk, ana ve babasını ifade eder.
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine yapılacak yardımlar; ölüm geliri, evlenme ödeneği ve cenaze ödeneğidir.
Ölüm Geliri
Ölüm gelirine hak kazanmak için 5510 sayılı Kanun m. 4/I,a’lılar için prim koşulu ve sigortalılık süresi aranmamaktadır. m. 4/I,b’liler için ise genel sağlık sigortası primi de dahil tüm prim ve prime ilişkin tüm borçlarının ödenmiş olması gerekmektedir.
MADDE 34- Ölen sigortalının 33 üncü madde hükümlerine göre hesaplanacak aylığının bağlanabileceği kişiler sırasıyla;
Eş
Aylığın %50’si sigortalının eşine bağlanır.
Sigortalının aylık bağlanmış çocuğu bulunmuyorsa ve eşin kendi sigortalılığı nedeniyle geliri veya aylığı bulunmuyorsa, aylığın %75’i eşe bağlanır.
Çocuklar
Çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;
1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların veya,
2) Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az % 60 oranında yitirip malûl olduğu anlaşılanların veya,
3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının, her birine % 25’i, bağlanır.
Çocuklardan sigortalının ölümü ile anasız ve babasız kalan veya sonradan bu duruma düşenlerle, ana ve babaları arasında evlilik bağı bulunmayan veya sigortalının ölümü tarihinde evlilik bağı bulunmakla beraber ana veya babaları sonradan evlenenler ile kendisinden başka aylık alan hak sahibi bulunmayanların her birine % 50’si, bağlanır.
Hak sahibi çocuklardan 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayanların sigortalı olarak başkaca bir yerde çalışmaları, bunlara aylık bağlanmasına engel oluşturmaz.
Sigortalı tarafından evlât edinilmiş, tanınmış veya soy bağı düzeltilmiş veya babalığı hükme bağlanmış çocukları ile sigortalının ölümünden sonra doğan çocukları, bağlanacak aylıktan yukarıda belirtilen esaslara göre yararlanır.
Hak sahiplerine bağlanacak aylıkların toplamı sigortalıya ait aylığın tutarını geçemez. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse hak sahiplerinin aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılır.
Ana ve Baba
Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25’i oranında, 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla toplam % 25’i, oranında aylık bağlanır. (SSGSSK. m. 34)
Evlenme Ödeneği
Evlenmeleri nedeniyle, gelir veya aylıklarının kesilmesi gereken kız çocuklarına evlenmeleri ve talepte bulunmaları halinde almakta oldukları aylık veya gelirlerinin iki yıllık tutarı bir defaya mahsus olmak üzere evlenme ödeneği olarak peşin ödenir. (SSGSSK. m. 37/1)
Cenaze Ödeneği
İş kazası veya meslek hastalığı sonucu veya sürekli iş göremezlik geliri, malullük, vazife malullüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya kendisi için en az 360 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi bildirilmiş olup da ölen sigortalının hak sahiplerine Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden cenaze ödeneği ödenir. Cenaze ödeneği, sırasıyla sigortalının eşine, yoksa çocuklarına, o da yoksa ana babasına, o da yoksa kardeşlerine verilir. (SSGSSK. m. 37/3).
Örnek Yargıtay Kararları
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/24402 E. , 2015/23195 K.
“Meslek hastalığı, işten ayrıldıktan sonra meydana çıkmış ve sigortalı olarak çalıştığı işten kaynaklanmış ise, sigortalının bu Kanunla sağlanan haklardan yararlanabilmesi için, eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirtilen süreden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır.”
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/5610 E. , 2018/7385 K.
“5510“ sayılı Kanun’un 20/3 maddesinde “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü %50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34’üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.” Hükmü mevcuttur.
5510 sayılı Yasanın sistematiği ile 20’nci maddenin düzenleniş biçimi dikkatle irdelenirse, 20. maddenin birinci ve ikinci fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalılarla, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü %50 veya daha fazla oranda kaybetmesi nedeniyle gelir bağlanan sigortalıların ölmesi halinde, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, sigortalının 17. maddeye göre tespit edilen aylık kazancının 55’inci maddenin ikinci fıkrası uygulaması yapılarak başka bir deyişle, taban gelir, aynı yasanın 17,19 ve 55/3 maddeleri kapsamında belirlendikten sonra ayrıca her 6 aylık sürede artırıma tabi tutularak, 34. madde hükümlerine göre aylık bağlanacağı düzenlemesi getirilmiştir.”
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2016/2547 E., 2017/815 K.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, 506 sayılı Kanunun 68. maddesi ile Geçici 91. maddesinin çeliştiği, bu nedenle sonradan yürürlüğe giren Geçici 91. madde hükmüne öncelik tanınacağı, Geçici 91. maddesinde ise “evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almağa hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir” hükmü ayrıca bulunmadığından kız çocuklarının 506 sayılı Kanun kapsamında hem eşten hem de ana/babadan ölüm aylığını birlikte alabileceği, bu nedenle mahkemenin direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüş kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.