Hukukumuzda tüzel kişi olarak düzenlenen dernekler tıpkı gerçek kişiler gibi üçüncü kişilerle hukuki ilişkiye girip, faaliyetlerde bulunabilirler ancak gerçek kişilerin aksine dernekler hukukun sınırlarının dışına çıkmamak kaydıyla her alanda faaliyet yürütme yetisine sahip değildir. Dernek kurma ve örgütlenme hakları anayasal güvence altında olan haklar olsa da derneklerin faaliyetleri yalnızca tüzüklerinde yer alan amaç ve bu amacı gerçekleştirmeye yarayacak faaliyetler yönünden olacak şekilde sınırlandırılmıştır. Bu nedenle dernekler kanunların ve tüzüklerinin dışına çıkmadıkları sürece tüzüklerinde yer alan amacı gerçekleştirmeye yönelik her türlü faaliyette bulunabilir. Bununla birlikte yine gerçek kişilerden farklı olarak dernekler, bu faaliyetleri gerçekleştirirken kanunda yer alan şekil şartlarını da yerine getirmek zorundadır[1]. Örneğin bir taşınmazı mülkiyetine geçiren dernek, taşınmazın tapuya tescilinden itibaren bir ay içerisinde durumu mülki idare amirliğine bildirmek zorundadır.
Ayrıca derneklerin tüzüklerinde yer alan amaçları dışında hareket etmesi de yaptırıma bağlanmıştır. Dernekler Kanunu’nun 32. maddesine göre derneğin amacına aykırı olarak faaliyette bulunan dernek yöneticileri elli günden az olmamak üzere para cezasıyla cezalandırılacaktır. Derneklerin faaliyetlerini yardım ve iş birliği faaliyetleri, kamu kurum ve kuruluşları ile ilişkiler, gelir ve taşınmaz elde etme faaliyetleri ve sandık kurma olarak dört alt başlıkta inceleyebiliriz.
I- Yardım ve İş birliği
Dernekler, tüzüklerinde yer alan amaçlarını gerçekleştirebilmek için benzer amaçlı derneklerden, siyasi partilerden, işçi ve işveren sendikalarından ve mesleki kuruluşlarla bir araya gelip bu kuruluşlara yardımda bulunabilir veya bu kuruluşlardan maddi yardım alabilirler (DK m.10). Bu yardım faaliyetlerinin dernek üst kuruluşları olan federasyon ve konfederasyondan farkı ise bu yardım faaliyetinin derneğin bünyesinden bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olmaması ve genellikle maddi yardım temelli ve tek seferlik faaliyetler olmasıdır. Tüm dernek faaliyetlerinin karakteristik özelliklerinden biri olan derneğin tüzüğünde yer alan amacı gerçekleştirmek üzere yapılıyor olması yardım ve iş birliği faaliyetleri için de geçerlidir. Ne var ki Ülkemizde dernekler hukukunda serbestlik ağır bastığı için kanun maddesinde yer alan “tüzüklerinde gösterilen amaç” “benzer amaçlı” ifadeleri anayasal güvence altında olan (Anayasa md. 33) dernek kurma özgürlüğünü kısıtlamamak için geniş yorumlanmalıdır.
Kanun koyucu, derneklerin tıpkı yurt içindeki kuruluşlardan almış oldukları gibi yurt dışındaki kurum ve kuruluşlardan da yardım alabilirler. Ancak derneklerin yurt dışındaki kurum ve kuruluşlardan yardım toplarken Dernekler Kanunu’nun 10. maddesinde aranan niteliklerin yanında mülki idare amirliğine de bildirimde bulunmak zorundadır. Bu yardımlar ayni veya nakdi yardım şeklinde olabilir. Eğer yardım nakdi yardım olarak yapılacaksa, bankalar aracılığıyla yapılması zorunludur.
II- Kamu Kurum ve Kuruluşları İle İlişkiler
Dernekler Kanunu’nun 10. maddesinin ikinci fıkrasına göre; dernekler 5072 sayılı Dernek ve Vakıfların Kamu Kurumu ve Kuruluşları ile İlişkilerine Dair Kanun’un hükümleri saklı kalmak üzere dernekler, kamu kurum ve kuruluşları ile görev alanlarına giren konularda ortak projeler yürütebilirler. 5072 sayılı kanuna göre; kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerinden bu kanun kapsamındaki dernek ve vakıflara ödenek, yardım veya herhangi bir kaynak aktarılamaz. Yine bu kanuna göre dernekler kamu kurum ve kuruluşlarının adlarını alamaz, kamu kurum ve kuruluşlarının hizmet binaları ve eklentileri içinde faaliyet gösteremeyecek ve bu kuruluşlara ait gereçleri kullanamayacaklardır.
III- Gelir ve Taşınmaz Elde Etme
Derneklerin tüzüklerinde yer alan amaçları gerçekleştirebilmesi için üyelerinden sonra belki de en önemli şey maddi kaynaklardır. Kanun koyucu da bu amaçla derneklerin gelir elde edebilmelerine imkan tanımış ancak bunu sınırlı sayıda tutmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 99. maddesine göre derneklerin gelirleri üye ödentisi, dernek faaliyetleri sonucunda veya dernek malvarlığından elde edilen gelirler ile bağış ve yardımlardan oluşur. Dernekler gelir belgelerini toplarken alındı belgesi ile toplarlar ve gelirleri toplayacak kişiler yönetim kurulu kararı ile belirlenir ve bu kişilere yetki belgesi düzenlenir. Dernekler giderlerini ise gider belgesi ile gerçekleştirirler.
Derneklerin amaçlarını gerçekleştirmek için bulundukları başka bir faaliyet de taşınmaz elde etmektir. Anayasa tarafından gerçek kişilere tanınan mülkiyet hakkı, tüzel kişi olan derneklere de tanınmıştır. Bu nedenle dernekler de tıpkı gerçek kişiler gibi taşınmaz malları mülkiyetlerine geçirebilir ve bu taşınmazları mülkiyetlerinden çıkarabilirler. Bununla birlikte dernekler, gerçek kişilerden farklı olarak yalnızca taşınmazları tüzüklerinde yer alan amacı gerçekleştirmek için elde edebilir veya elden çıkarabilirler. Derneklerin taşınmaz mal elde etmesindeki yetkili organ ise yönetim kuruludur ancak yönetim kurulunun bu yetkiyi kullanabilmesi için genel kurul tarafından taşınmaz mallar ile ilgili tasarrufta bulunma (taşınmaz mal elde etme veya taşınmazı mülkiyetinden çıkarma) yetkisinin genel kurula verilmiş olması gerekmektedir. Derneklerin taşınmaz elde etmesinde de bildirim usulü benimsenmiştir. Buna göre dernekler taşınmazı mülkiyetlerine geçirdikten bir ay içinde taşınmaz mal bildirimini mülki idare amirliğine bildirmekle yükümlüdür.
IV- Sandık Kurma
Derneklere kanunda yürütmesine izin verilen bir diğer faaliyet de sandık kurmaktır (DK md.12). Dernekler, üyelerine kar payı dağıtmamak, gelir, faiz veya başka adlarla üyelerine para aktarmamak şartıyla, üyelerinin yiyecek, giyecek gibi zorunlu ihtiyaç maddelerini ve diğer mal ve hizmetlerle kısa vadeli kredi ihtiyaçlarını sandık kurarak karşılayabilirler. Yönetmelikte derneklerin sandık kurabilmesi için iki şart öngörülmüştür. Buna göre bir derneğin sandık kurabilmesi için derneğin tüzüğünde sandık kurulacağına dair açık hüküm bulunması ve ayrıca dernek genel kurulundan sandık kurulması için bir kararın alınmış olması gerekmektedir.
Dernek sandıklarına yalnızca ilgili derneğin üyeleri üye olabilir. Dernek sandıklarına üyelik isteğe bağlı olsa da üyeliğe kabule sandık yönetim kurulu karar verir.
Sandıkların da dernekler gibi genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu olmak üzere üç zorunlu organı bulunur. Sandık genel kurulu, genel kurula katılma hakkı olan üyelerden meydana gelmektedir. Genel kurulun toplantıya çağrılması toplantı gündemi ve yeri, toplantı ve karar yeter sayısı ve kararların üyelere duyurulması konularında sandığın bağlı bulunduğu derneğin tüzüğünde bu konulara ilişkin yer alan hükümler uygulanır. Sandık yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri sandık üyeleri arasından seçilirler ve bu kurulların asıl ve yedek üye sayısı üçten az olamaz.
Derneklerin tüzüklerinin olduğu gibi sandıkların da sandık yönergeleri bulunmaktadır. Dernek yönetim kurulu tarafından Dernekler Yönetmeliği’nin “sandık yönergesi” başlıklı 74. maddesine[2] göre hazırlanıp genel kurulun onayına sunulan sandık yönergesi, genel kurul tarafından kabul edilmesiyle birlikte yürürlüğe girer. Kabul edilen yönergenin genel kurul toplantısını izleyen kırk beş gün içerisinde mülki idare amirliğine verilmesi zorunludur. Mülki idare amirliğine verilmesiyle birlikte de sandık faaliyete geçmeye başlar. Sandıklar yönergenin mülki idare amirliğine verilip faaliyete başlamasıyla birlikte altı ay içerisinde genel kurulunu toplayıp zorunlu organlarını oluşturmak zorundadır. Sandık organlarının oluşturulmasına kadar, sandık işlemlerini yürütmeye dernek yönetim kurulu yetkilidir.
Sandıklar derneğin bir yan kuruluşudur, bu nedenle de dernekten bağımsız bir tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Sandığın bütün mal ve hakları dernek malı sayılır. Taşınmazlar dernek adına tescil edilir, kullanma hakkı sandığa devredilir. Bu mallara karşı işlenen suçlar, dernek mallarına karşı işlenmiş sayılır ve sandık mallarına karşı suç işleyenler dernek malına karşı suç işleyenler gibi cezalandırılır. Sandığın dernekten bağımsız bir kişiliği bulunmadığından dolayı da sandık denetimi bağlı olduğu dernek tarafından yapılır. İlgili derneğin genel kurulu, yönetim kurulu ve denetim kurulu her zaman sandığı denetleyebilir. Dernek ve sandık denetim kurulları en az yılda bir kez olmak üzere sandık hesap ve faaliyetlerinin denetimini yapmakla görevli ve yetkilidir. Denetim sonuçları bir rapor halinde sandık genel kurulu ve toplandığında dernek genel kuruluna sunulur. Ayrıca sandıklar da dernekler gibi idarenin denetimine tabidir. Sandıkların yönetim yerleri, satış yerleri, defterleri, hesap ve işlemleri Bakanlık veya yetkili mülki idare amiri tarafından her zaman denetlettirilebilir.
- SAKA, Zafer. Dernekler Hukuku. Vedat Kitapçılık ↑
- Sandık yönergesi Madde 74 – Her sandığın, dernek yönetim kurulunca hazırlanıp genel kurulca kabul edilen bir sandık yönergesi bulunur. (Değişik ibare:RG23/1/2013-28537) (1) Bu yönergelerde aşağıdaki hususların belirtilmesi zorunludur. a) Sandığın adı, b) Sandığın çalışma konuları, c) Üye olma, üyelikten çıkma ve çıkarılmanın şartları, d) Sandık genel kurulunun kuruluş şekli, toplanma zamanı, görev ve yetkileri, e) Sandık yönetim kurulunun asıl ve yedek üye sayısı, nasıl seçileceği, görev ve yetkileri, f) Sandık denetim kurulunun asıl ve yedek üye sayısı, nasıl seçileceği, görev ve yetkileri, g) Üyelerden alınacak giriş aidatı ile üyelik aidatının belirlenme ve tahsilat şekli, h) Sandıkça oluşturulacak fonlar, bu fonlara katılma şartları, fonlardan yararlanma esasları, fonlardan yapılacak yardımların miktarı ve oranları, ı) Üyelerin sandıktan çıkması veya çıkarılmasının şartları, j) Fonlarda biriken para ve hakların tasfiyesi ve geri verilmesi esas ve usulleri, k) Fonlarda biriken paraların değerlendirilme esas ve usulleri, işletilecek paralardan elde edilecek faiz, kâr, temettü ve diğer değerlerin, kullanımına dair esaslar, l) Mikro kredi ve diğer borç para verme esas ve usulleri, m) Sandığın dağıtılmasına karar verilmesi durumunda, mal varlığının tasfiye esasları. Mikro kredi ve diğer borç para alacaklardan istenecek hizmet bedeli veya faiz oranları yönetim kurulu kararı ile belirlenir. ↑